Hayat her zaman güzellikler sunmaz. Evet, bazen de daraltır alanımızı ve zorlar bizi...

Bu genişleme ve daralma alanlarındaki tavrımız, bizim hayat ile konuşma şeklimizi, iletişimimizi belirleyen şeydir.

Güzel yaşarken ne kadar mutlusun, ne kadar şükrediyorsun? Peki, sorunlar yaşarken bu mutluluğu ne kadar yaşayabiliyorsun? Bunaldığın dönemlerde ne kadar öğrenmeye açıksın?



İnsanın içindeki savaş en çetin savaştır. İnsanın kendisiyle olan savaşında en zor ama en büyük kazanımı "özgürlük"tür bence. Küçük adımlarla başlamak, küçük riskler almak da güzel bir yoldur.

Gerçek özgürlük zihinsel özgürlükle mümkündür. Kendimizi zihinsel kalıplarımız ile tutsak ediyoruz. En büyük korkularımız, farkında olmadığımız en büyük prangalarımız. Özgürleşme yolundaki en önemli adım, korkularımızı farketmek. Sonrasında ise hiç bir şeye tutunmadan, cesurca gönlümüzdeki yolda ilerlemek.



"Özgürlük, kalbimizin korkulardan arınarak sadece sevgiyle dolu olduğunda açığa çıkar. Özgürlük, zihin, geleneksel yargılardan arındığı zaman açığa çıkar. Kısıtlayıcı, baskılayıcı bilgilerle sakatlanmış bir zihin, özgür bir zihin değildir. Zihin ancak; yaşamla her an yüzleşebildiği, her olayın, her düşüncenin, her deneyimin ortaya çıkardığı gerçeklikle yüzleşebildiği zaman özgürdür" sevgiler.