İYİ Parti Kurultayı'nda neler yaşandı?

"Önden gidenler bedel öderler, ben bedel ödüyorum" dedi Akşener. Bugün itibariyle siyasi gündemde istifa haberleri konu olmaya başlayabilir.

Abone Ol

Haftasonu doğup büyüdüğüm şehirde Ankara'daydım. İyi Parti Muğla İl Başkanı Sayın Davut Cumhur Akmeşe'nin davetiyle İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı'nı yerinde görüp takip ettim.

Doğrusu tek adayla gidilen sözüm ona kurultaylara, "Biz çok demokratız aslında" denip söz dalaşından sandalye fırlatmalara kadar geniş yelpazede kavga örnekleri sergileyenlere aşinaydım. Daha da tuhafı aynı çatı altında olup sanki düşman birlikleri ile mücadele ediyormuş gibi rekabeti fanatizme evirenlerden sonra gördüğüm bu örnek "Böyle de olurmuş" dedirtti.

KONGREDE HER ŞEY DOZUNDAYDI

Dört adayla gidilen kongrede Kurucu Başkan Meral Akşener'in "Son kez bu kürsüden sizlere sesleniyorum" diye defalarca altını çizdiği konuşmasında tabiri caizse her şey dozundaydı. "Önden gidenler bedel öderler, ben bedel ödüyorum" dedi Akşener. Bile isteye, savunucuları ve makamda kalması yönünde ısrar edenleri olmasına rağmen "Kendi elimle kurduğum yuvam" dediği İYİ Parti'den, yolundan gidenlerin önünü açmak için makam hırsını yenerek uzaklaştı. Mesela bu örnek tavır da son zamanlarda siyaset sahnesine aykırıydı, beklenmeyendi ve yaşadık. Babaların yapamadığını "ana" yaptı desek yeridir.

SALONDAKİ GÖRÜNTÜ BARIŞÇILDI

Ardından adayların konuşmalarını dinledik. Milliyetçi kökenden gelen adaylar "sağ merkez" ve "iktidar" vurgusu yaptı. Delegelerin serbest bırakılmasının sonucu olarak 3. tura kadar oldukça çekişmeli ve yakın sonuçlar alındı. En nihayetinde Eski Bakan Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu arasında kalan yarışta 611 oyla Dervişoğlu ipi göğüsleyen taraf oldu. 

Salonda görülen tema barışçıldı. Gücü elinde tutan 3 aday durumu birbirine sarılarak karşıladı. Delegeler de bu durumu alkışlarla destekledi. Herhangi bir taşkınlık, tansiyon yükselmesine şahitlik etmedik. 

İSTİFA HABERLERİ GELEBİLİR 

Bugün itibariyle siyasi gündemde istifa haberleri konu olmaya başlayabilir. Sonuçta 3 kutuplu bir seçim geçti. Herkes desteklediği adaydan yana tavır aldı. Bunun da bir sonucu olacağını düşünerek ön almak istenebilir. Dolayısıyla gelinen noktada istifalar normal ve hangi aday seçilirse seçilsin bu yönde adımlar olacağı da aşikardı.

YAŞAYIP GÖRECEĞİZ

Bundan sonrasını zaman ve atılan adımlar  gösterecek. Söylemlerdeki barışçıl ve birleştirici taraf mı ağır basacak? "Sağ merkez" talebi karşılanacak mı?  Yoksa milliyetçi kanada bir alternatif mi sunulacak? İktidar hedefinde İYİ Parti için bu olağanüstü kongre küllerinden doğmak mı olacak? Veyahut istifa metinlerinde imzaları olan isimlerin dediği gibi bir tabela partisine dönüş sinyali mi bu seçim? Hepsini yaşayarak göreceğiz.

ENDER KURULTAYLARDAN BİRİYDİ

Kendi adıma Ankara'da 5. Olağanüstü Kurultay'ı yerinde takip etmekten çok büyük keyif aldım. 12 yıldır meslekte onlarca kurultay takibinde bulundum. Gerek farklı illerde il yönetimleri seçilirken, gerekse Ankara'da siyasi partilerin kurultay örneklerini gördüm. Çoklu adayla gidilen ve tansiyonu sabit, saygı çerçevesi bozulmayan ender kurultaylardan biriydi. Bu bakımdan da benim için çok değerliydi.

Emeği geçen herkese "Demokrasi Şöleni' tabirinin hakkını verdikleri için ülkem adına sunulan bu örnek için teşekkür ediyorum.

Her ne olursa olsun dileğimiz vatana millete hayırlı işler olsun. Yaşanan bu dar boğazlı günlerden geçip iyi ve güzel günlere hep birlikte uyanacağımız zamanlara gelelim.

TEK ADAYLA GİRİLEN KURULTAY DEMOKRASİ ŞÖLENİ DEĞİLDİR

Sözün özü tüm siyasi partilerde "demokrasi" kavramının daha iyi okunması, tek adayla gidilen kurultayın demokrasi şöleni olmadığının farkına varılması gerektiği kanısını taşıyorum.

ATATÜRK'ÜN SÖZÜ

Muhakkak bu konuda en büyük rehberimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. 

Hatırlamak lazım, Atatürk  1934'de meclis kürsüsünden  yaptığı konuşmasında  diyor ki:

"Artık bugün demokrasi düşüncesi sürekli yükselen bir denizi andırmaktadır. 20’inci yüzyıl birçok zorba hükümetlerin bu denizde boğulduğunu göstermiştir.

Demokrasi ilkesi egemenliği kullanan araç ne olursa olsun esas olarak milletin egemenliğe sahip olmasını ve sahip kılmasını gerektirir. 

Demokrasi, vatandaşın hayatını yaşamasını ve her türlü kişisel ve toplumsal görevlerini yapması hürriyet ve imkânlarını hazır hale getirir. 

Demokrasi, esas itibariyle siyasi mahiyettedir. Demokrasi, bir sosyal yardım veya bir iktisadi teşkilat sistem değildir. Demokrasi maddi refah meselesi de değildir.

Bizim bildiğimiz demokrasi, bilhassa siyasidir; onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki murakabesi sayesinde, siyasi hürriyeti temin etmektir."

Haydi selametle...