Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde Yörük Oteli olarak da bilinen bir otelin işletmeciliğini yapan, Türkiye'de ilk olarak Barbara Cartland, Denise Robins, Agahta Cristine, Lucie Walker, D.E. Stevenson, Elizabeth Cadell, Dorothy Eden ve Rumer Godden gibi yazarların kitaplarını Türkçe'ye çeviren Umar Ömer Oflaz, emeklilik döneminde yazdığı 3 kitabın ardından 82 yaşında çıkardığı  ‘Kızılbaşlık’ adlı kitabıyla da gündeme oturdu.

Oflaz, ‘Türkiye'de Türklük ve Alevilik üzerine pek çok yanlış bilinenleri açığa çıkartan, bilinmeyenleri ortaya koyan, yanlış bilinenleri düzelten bir kitap oldu. Bu kitap benim geçmişe olan borcumdur’ dedi.

Ömer Oflaz'ın ‘Oğuzname Köklere Giden Yol’, ‘İslamiyet Öncesi Türk İnancı ve Evrensel Bağları’ ve ‘Anau’lu Anadolu’ isimli üç kitabından Oğuzname 5'nci baskıya hazırlanıyor.

ESKİSİ YIKILMIŞTI, YENİSİNDE SONA GELİNDİ ESKİSİ YIKILMIŞTI, YENİSİNDE SONA GELİNDİ

Denizaltı Subayı İken 60 Çeviri Yaptı

1938 yılında Sivas Zara'nın Yukarıözler Köyü'nde doğan Umar Ömer Oflaz, daha kundaktayken ailesiyle birlikte İstanbul'a göçer. Lise yıllarına kadar hayatı Beyoğlu'nda şekillenir. Denizci olmaya karar kılar ve Heybeliada ile Gölcük'te geçen askeri eğitiminin ardından denizaltıcı olarak göreve başlar.

1 sene denizaltılarda fiilen çalıştıktan sonra 14 sene de denizaltı öğretmenliği yapan Oflaz, öğretmenlik dönemine kadar Türkiye'de ilk olarak 60 civarında Barbara Cartland, Denise Robins, Agahta Cristine, Lucie Walker, D.E. Stevenson, Elizabeth Cadell, Dorothy Eden ve Rumer Godden gibi yazarların kitaplarını Türkçe'ye çevirerek büyük ün ve sükse yapar.

Emekli Olup Turizme Atıldı

Emekli olup 1980'in ilk yıllarında yolu Muğla'nın Marmaris İlçesine düşer. Yol, elektrik ve suyu olmayan Selimiye Köyü'nde bir otel yapmaya karar verir.

Sandal ve teknelerle taşıdığı malzemelerle şu anda bile ününden değer kaybetmeyen Beyaz Güvercin Oteli'ni yaparak hizmete açar. Sonra Selimiye'deki oteli satarak 1996 yılında Köyceğiz Gölü kenarında Yörük Oteli olarak da anılan Alila Otel'i yaparak burada yaşamaya başlar.

4 Kitap İçin 20 Yıl

Emeklilik hayatında doğduğu Yukarıözler Köyü'ndeki farklı yaşantıyı kaleme almak isteyen Umar Ömer Oflaz o günlerini şöyle dile getirdi:

“Selimiye'de turizm kısa sürüyordu. Boş aylarımda çocukluğumda bana anlatılan ve belleğime yerleşen şeyleri canlandırmaya başladım. Asıl amacım Yörük kültürünü gelecek kuşaklara aktarmaktı.

Müsveddelerimi yaparken bu görünen kültürün altında daha derinlemesine bir yapının olduğunu, farklı bir kültürün yattığını keşfettim. Folklorik çalışmaları kenara koyup araştırmaya başladım. Bu farklı kültürle ilgili olarak yaklaşık 20 sene süren bir araştırma yaptım.

‘Oğuzname' ve ikinci kitabım ‘İslamiyet Öncesi Türk İnancı ve Evrensel Bağları' adlı kitap ve dördüncü ‘Kızılbaşlık' adlı kitapların konularını içeren çalışmalardan oluştu. Ama ilk başlangıç folklorik biçimdeki ‘Anau’lu Anadolu.

Değişim Dönüşüm Başkalaşım' isimli kitabımdı fakat bunu hazırlarken görünenlerin çok daha farklı olduğunu görünce bunu kenara bıraktım ve üçüncü kitap olarak çıkardım. İnsanların yaşamı, düşünüşleri, o insanların kültürleri, çocukluğumda belleğime iz etmiş her şeyi araştırdım.”

OĞUZNAME 5’NCI KEZ BASILACAK

Oflaz, 20 yıllık araştırmalar, inceleme ve notlar sonuçta Oğuzname'yi oluşturdu. İlk baskısı Almanya'da basılan Oğuzname ile ilgili olarak Ömer Oflaz, “Almanya baskısı hemen bitti. Sonra Türkiye'de Say Yayınları basıp dağıttı.

Bu kitap İslamiyet öncesi eski Türk Kültürü'nün, siyasal yapısının ta Hunlar ve Hiung-nu'lardan başlayan yapı ve dağılımların Altaylar'dan başlayıp Macaristan Budapeşte'ye kadar uzanan bu toplulukları bir arada tutan tutkalı irdeliyor. Bunun kültürel ve yöresel bir yapı olduğunu keşfederek bunun üzerine eğildim. Oğuzname'de bu genel yapıyı anlatmaya çalıştım.

Almanya, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde dağıtılıp ilgi gördü. 5'nci baskı için hazırlıklar yapılıyor. Bu gelgeç bir heves, aşk romanı değil. Bizim kendi temelimizi ortaya koyan bir kitap. Kitap ilk çıktığında uzun vadede kendini ortaya çıkaracak bir kitap denilmişti. Aynen bunları yaşıyorum. Yoğun istek var ve yeni baskı yapılacak” diye konuştu.

İslamiyet Öncesi Türk İnancı

İkinci kitap ‘İslamiyet Öncesi Türk İnancı ve Evrensel Bağları’. Bu kitapta Oğuzname çalışması sırasında sadece Oğuzlar'a ait bir kültür olmayıp, evrensel bir kültür ve evrensel bir inanç sisteminin bir parçası olduğunu keşfettiğini belirten Umar Ömer, “Bu bölümü çok daha fazla açarak bu ikinci kitabım ‘İslamiyet Öncesi Türk İnancı' ortaya çıktı.

İslamiyet öncesi Türk inancından söz etmek, evrensel bir kültürden söz etmektir. Oğuz Türklerinin insanlığın Ana kültüründen alıp getirdiği ve töre yolu olarak yaşatmaya çalıştığının ortaya konuşudur.

Gırik, Mujik, Fenik, Finik gibi adlarla anılan toplulukların kendi zamanları içerisinde, kendi renk ve yollarıyla taşıdıkları ve yaşatmaya çalıştıklarını anlatmaya çalıştım.

İnsanlığın binlerce yıllık serüveninde bu kültür kırıldı, parçalandı. Dağılan parçacıkları Hititlerde kayalara yazıldı. Çatalhöyük'te duvarlara çizildi. Firiglerde deniz ticaretinin içinde boğuldu. İran içlerinde Zerdüş'ün dudaklarında bir haykırış oldu” dedi.