Muğla'nın Marmaris ilçesinde 5 yıldızlı otelin sahilindeki yunus parkının kapatılması için imza kampanyası başlatıldı. "Yunus esaretine son" sloganıyla düzenlenen kampanyada 1 saatte 400 imza toplandı.

Marmaris Hayvan Hakları Derneği (MAHAKDER) öncülüğünde Muğla Barosu Doğal Yaşamı Koruma ve Hayvan Hakları Komisyonu'nun desteğiyle "Yunus esaretine son" sloganıyla, ilçedeki 5 yıldızlı otelin sahilinde bulunan yunus parkının kapatılması için imza kampanyası başlatıldı. Antalya, İstanbul, Muğla ve Aydın'daki 10 farklı ticari işletmede yunuslar sergilenmeye, gösteriye zorlanmaya ve tutsak edilmeye devam ediliyor.

MARMARİS’TE BİR KADIN BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ MARMARİS’TE BİR KADIN BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ

Atatürk Caddesi Saman İskelesi'nde, saat 11.30'da stand açıldı. Yunusların parklarda esir edildiğini anlatan fotoğraf ve dövizler asılırken hayvanseverler, caddeden geçen kişilere imza atmaları için çağrıda bulundu. İlçede faaliyet halindeki 40 sivil toplum kuruluşunun yanı sıra yerleşik yaşayan yabancılar ve Marmarisliler kampanyaya imzaları ile destek verdi. Bir saat içinde 400 imza toplandı.

MAHAKDER Başkanı Tülay Yıldız, "Yunus parklarının kapatılması için iki gün süreyle sokakta imza kampanyası başlattık. Sokakta başlattığımız imza kampanyasını bitirerek hizmet binamızda ve sokaklarda dolaşarak destek isteyeceğiz. Bodrum'da vatandaşlar 70 bin imza toplayarak yunus parkını kapattırmıştır. Marmaris'te 5 yıldızlı otelin sahilinde yunus parkı bulunmakta. Buradaki yunuslar esaret altındadır ve durumları kötüdür. Parklarda şifa dağıtıldığı öne sürülen yunuslar ile ilgili bilimsel bir gerçeklik yoktur. Bu parklar sadece ticari amaçlıdır. Zulüm gören ve esaret altında yaşayan bir canlı başka bir canlıya şifa olmamıştır. Toplayacağımız imzaları Muğla Barosu aracılığıyla bakanlıklara ve yurt dışındaki hayvan hakları komisyonlarına göndereceğiz" açıklamasında bulundu.

İş insanı Burak Yüce ise "Bu geç kalınmış imza kampanyasıdır. Yunuslar parklarda değil doğal yaşamları olan okyanuslarda olmalıdır. Umarım kampanya hedefine ulaşır" dedi.

HAYTAP NE DİYOR?

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat ise konuyla ilgili olarak buraların kapatılması için ilgili bakanlıklar nezdinde başvuruların yapıldığını söyleyerek halkı da medya vasıtasıyla afişlerle, yazılarla, internet siteleri ile bilinçlendirip gitmeme nedenlerini anlattıklarını ifade etti. Biz ( HAYTAP )  Hayvan Hakları Federasyonu olarak sivil toplum örgütünün yapması gereken tüm çabayı gücümüz nisbetinde anlatmaya çalışıyoruz.

Yunusların doğada, okyanuslarda, saatte ortalama 40 km hızla yüzebilen, ortalama 300 metre derinlere dalabilen, günde ortalama 130 km katedebilen hayvanlar olduklarını hatırlatan Şenpolat, "Bu hayvanlar, ufacık havuzlarda, akvaryumlarda hapsediliyorlar. Dünyanın en büyük havuzu bile, 4 köşelidir ve çıkışı yoktur. Hiçbir havuz, bırakın en az 4 metrelik derinliği olan ve “standart” tartışmalarından dem vuran söylemleri, okyanus kadar büyük ve özgür olamaz." sözlerini kaydetti.

Şenpolat, ilgili bakanlıklara bağlı il müdürlüklerinin bu havuzları ve parkları kontrol etme yükümlüğünde olduğunu vurgulayarak "Yunusların, bugün baktığımızda en büyük düşmanı insandır. Her canlının bir doğal düşmanı, tehdidi vardır: Deniz memelilerinin ise insandır. Örneğin; tesadüfi ağa yakalanma (bycatch), deniz ve ses kirliliği, aşırı balık avcılığına bağlı besin kıtlığıdır. Ve tabi ki gösteri merkezlerinde sigortasız işçi kıvamında çalıştırılmak üzere yakalanmalarıdır. Ancak bu yabani türlerin, insanları taklit etmeye zorlanmalarının, şarkı söylemek ve göbek atmak için uzun süre aç bırakılarak eğitilmelerinin hiçbir anlamı ve mantıklı açıklaması yoktur!

Biz, tüm yunus parklarının ve akvaryumların kapatılmasını tartışıyoruz. Bu yabani türlerin, diğer hayvanlarla birlikte, gösteri işçilerine dönüştürülmesini engellemeye çalışıyoruz. Önemli olan, türlerin nesillerinin tükenme noktasına gelene kadar sömürülmesi ve ondan sonra çözüm yolları aranması değildir." dedi.

YUNUSLARA ÖZGÜRLÜK PLATFORMU NE DİYOR?

Manifestolarında görüşlerini "Yunusların ve bu parklarda tutsak edilen deniz memelilerinin özgürlüğünün, hayvanat bahçelerinde, tematik akvaryumlarda ve hayvanlı sirklerde tutsak edilen tüm canlıların özgürleşmesinin en önemli adımı olacağına inanıyoruz." şeklinde ifade eden platform, "Aynı zamanda hayvan sömürüsünün deney laboratuvarlarından kürk çiftliklerine, mezbahalardan geleneksel dövüşlere kadar farklı biçimlerde sürdüğü, insan menfaati uğruna "meşru kılınan" endüstrilerin perde arkasını kitlelere göstermek için çabalıyor, tür ayrımı yapmaksızın yeryüzündeki tüm canlıların özgürce yaşama hakkını geri alabilmek için hayvan özgürlüğü gruplarını ve oluşumlarını destekliyoruz." felsefesiyle hareket ediyor. 

Yanı sıra Yunuslara Özgürlük Platformu açıkça "Bu süreçte söylem, eylem ve yöntem bazında taban tabana zıt olduğumuz, hayvan hakları ve özgürlüğü mücadelesinde temel ahlaki ilkelerde ayrıştığımız Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ile bilinçli olarak ortak hereket etmemeyi tercih ediyoruz." açıklamasını da internet sitelerine yayınlamaktadır.