Muğla Baro Başkanı Cumhur Uzun, törende yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Bugün 5 Nisan Avukatlar günü, böylesi özel günlerde, genellikle mesleğin her geçen gün derinleşen sorunlarından ve bu sorunların çözüm yollarından bahsedilir. Aslında bu hepimiz tarafından yakınen bilinen sorun ve çözüm yollarının kamuoyuna aktarılması ve bir kez daha tekrarlanması demektir. Ben burada bu sorunları bir kez daha tek tek sayıp sizleri zaten bildiğiniz ve hatta yaşamakta olduğunuz bu sorunlarla boğmak istemiyorum. Ancak şunun herkes tarafından bilinmesinde fayda görüyor ve bu nedenle de ifade etmek istiyorum. Avukatlar, halkın adalet arayışının birincil ve en kolay ulaşılabilir olan yerindedirler. Hukuk ve adalet arayan ilk önce ve kolaylıkla avukata ulaşır. Bu nedenle Avukat, hak ve adalet arayışını kendisi için değil, kendisine başvuran halk için yapmaktadır. Hak aramada avukatların etkin ve yetkili kılınması, bu konudaki sorunların ortadan kaldırılması, avukat için değil, halkın adalet erişimi için gereklidir. Halkı için adalet dağıtmak arzusunda olan herkes, avukatların halk için adalet arayıcısı olduğunu bilmeli ve ona göre düzenlemeler yaparak, ona uygun davranışları benimsemelidirler Unutulmamalıdır ki, avukatın sesi kesilirse, halkın nefesi kesilir."

"ADALET HALKTAN KISKANILAN DEĞİL, HALKA DAĞITILAN BİR HİZMET OLMALI"

"Sizlerle paylaşmak istediğim bir başka konu daha var. Bir yurttaş, bir hukukçu, bir avukat, bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak içimi yakan, üzen ve asla böyle olmamalı diye haykırmama neden olan bir gözlemimi aktarmak istiyorum. Hepiniz bilirsiniz ve hatta sanıyorum bir dönem yasal bir zorunluluk nedeniyle yapılıyordu. Herhangi bir işyerinde, işveren dışında ücretle çalışan başka kişiler var ise, bu kişilerin çalışmalarındaki ücreti ifade etmek üzere; “Bu işyerinde asgari ücret uygulanmaktadır. ” şeklinde bir levha asılırdı o işyerinin görünür bir duvarına. İşte bu yaygın uygulamadan esinlenildiği anlaşılan ama ülke hukukumuz için ne yazık ki çok üzüntü verici bir mizahi yazı okudum. Hani hep derler ya, izahı olmayanın mizahı olur diye. İşte o türden ve ülke hukukumuz için öyle yazılmış bir yazıydı. Okuduğum bu duvara asılı yazıda; “Bu Ülkede asgari adalet uygulanmaktadır. ” yazıyordu. Okudum, okudum ve bir daha okudum. Her okuduğumda içim biraz daha fazla acıdı. Olmamalı, insanımızın böyle düşünmesine neden olunmamalıydı. Biz ne yapıyor ya da neyi yapmıyoruz da insanımızın böyle düşünmesine neden oluyorduk. Bunu yapanın buna hakkı var mıydı. Adaletin asgarisi olur mu ? bununla insanımızın mutluluğu sağlanabilir miydi diye sordum kendi kendime. Elbette olmaz, elbette adalet asgari bir dağıtım içine sıkıştırılamazdı. Bu inanışı, bu anlayışı derhal değiştirmek , insanımızın mutluluğuna adalet katmak zorundayız. Adalet halktan kıskanılan değil, halka dağıtılan bir hizmet olmalıdır. Bunu sağlamak için duyurulan ve fakat hiçbir yeterli somut adıma dönüştürülmeyen “ Yargı Reformunun ” derhal hayata geçirilmesi gerekiyor."

"ADALETİN AZAMASİNİ İSTİYORUZ, BEKLİYORUZ"

"Bizler ve sesimizi duyan her bir adalet sağlayıcısının ise hemen ve ivedi olarak en azından kendi çalışmalarında adaleti tam ve eksiksiz sağlamak için çaba sarfetmesi gerekiyor. Biz herkes için adalet, Adaletin azamisini bekliyoruz. İnsanca yaşamanın, insana saygının kaynağı olan adaleti bekliyoruz. Adalete giden yolların açılmasını, insanımızın adaletle buluşmasını bekliyoruz. Biz bu 5 Nisan’da da adalet bekliyoruz, istiyoruz. Günümüz kutlu olsun.

MUĞLA’DA BUDAMA EĞİTİMİNİN SERTİFİKALARI VERİLDİ MUĞLA’DA BUDAMA EĞİTİMİNİN SERTİFİKALARI VERİLDİ

Kaynak: AltarZeyhan