Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "Önlem alınsa bile 2100'de dünyanın sıcaklığı en az 2 derece artacak. 2 derece artış yaşanırsa aşırı hava olayları yaşanacak. Sel riski yüzde 100 artacak. Böceklerin yüzde 18'i ölecek. Deniz 56 santimetre yükselecek. Hatta bu ülkelere göre değişiklik gösterebilir. Türkiye'de sıcaklık 2050 yılında 2 derece artabilir. Önlem alınmazsa Muğla'da yağışlar gelecekte yüzde 40'a kadar azalacak. Kuraklık ve aşırı yağışlar bekleniyor. Deniz seviyesi 80 santimetreye kadar yükselecek. Termik santral Muğla'nın sularına ortak oluyor. Su ciddi bir problem olacak. Yeraltı sularına daha çok sahip çıkmamız gerekiyor" dedi.

Başkan Osman Gürün ise, "Topu tüfeği almış bir düşman gibi Allah Allah diyerek Muğla'ya yönelik bir istila hareketi var. Adeta korku filmi seyrediyoruz. Merkezi hükümetin uygulamalarına sürekli dava açarak süreci yürütmeye çalışıyoruz. Zalim zulmünü gittikçe artırıyorsa kurtuluş yakındır. Kurtuluşta buluşmak üzere" diye konuştu.

MENTEŞE BELEDİYESİ'NDEN HER GÜN 3 BİN KİŞİLİK İFTAR YEMEĞİ MENTEŞE BELEDİYESİ'NDEN HER GÜN 3 BİN KİŞİLİK İFTAR YEMEĞİ

"SICAKLIK 2 DERECE ARTARSA AŞIRI DOĞA OLAYLARI YAŞANACAK, BÖCEKLERİN YÜZDE 18'İ ÖLECEK, DENİZ SEVİYESİ 56 SANTİM YÜKSELECEK"

Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "Bizim sera gazı dediğimiz gazla atmosferdeki konsantrasyonların artmasına bağlı olarak dünyanın ortalama sıcaklık artıyor. Buna küresel ısınma deniyor. 1850 yılından bu yana dünyanın sıcaklığında 1 derecelik artış yaşandı. 2015 yılında Paris anlaşmasında 2100 yılına kadar sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecede tutulması gerektiği söylendi. Sıcaklık sadece 2 derece artarsa sel riski yüzde 100 artacak. Sıcaklıklar 2 derece artarsa böceklerin yüzde 18'i yok olacak, 56 santim deniz yükselebilir. Bundan 46 milyon insan etkilenecek. Atmosferden karbondiyoksiti alan en önemli varlığımız ormanlarımız ve otlak alanlarımız. Bunları korumamız, çoğaltmamız gerekiyor. Yoksa 2100'de sıcaklık 5-6 derece bile artabilir. Fosil yakıta bağlı enerjiden vazgeçersek çaremiz var. 2 dereceyi aşarsak çok büyük riskler var. 2050 yılında Türkiye 2 dereceği aşabilir. Dünyanın her yerinde sıcaklık aynı şekilde artmıyor" dedi.

"2070 YILINDA KUZEY KUTBUNA GEMİYLE GİDİLEBİLECEK"

Tolunay şu ifadeleri kullandı: "Deniz seviyesi 118 yılda 20 santim yükseldi. Buzullardaki erime ve yükselen deniz seviyelerinin geri getirilemeyeceğini söyleniyor. Bademler daha erken çiçek açmaya başladı. Bazı hayvanların daha erken çiftleşmeye başladığı görülüyor. Gelecekte neler olacağı bize bağlı. Biz bugün olduğu gibi devam edersek 100 yıl sonra sıcaklık 4,4 santigrat derece artabilir.

Gençler 2070 yılını görürseniz gemiyle kuzey kutbuna gidebileceksiniz. Buzul falan kalmayacak. Aşırı hava olaylarında artışlara neden olacak. Aşırı sıcak hava dalgası Muğla'yı da etkileyecek. Muğla'da yağışlarda değişkenlik var. Toplam afetlerin illere göre dağılımında Muğla'da 200 kadar hava olayı olmuş. İzmir'den sonra en fazla hava olayı Muğla'da olmuş. Şiddetli yağış sel sayısı arttı. Gelecekte bu seller adaha da artacak. Muğla'da orta ve doğu karadeniz'den daha çok sel meydana geldi. Fırtınalar da Muğla'da artmaya başladı.

MUĞLA'YI GELECEKTE NELER BEKLİYOR?

"Muğla'da kötü senaryoları sıralarsak. Muğla'da 100 yılda sıcaklık önlem alınmazsa 3 derece artacak. Yaz aylarında bu sıcaklık 5-6 derece artacak. Yağışlarda yüzde 40'lara kadar azalma olabilir. İyimser senaryoda yüzde 10 civarında azalacak. Kuraklık da bekliyor Muğla'yı. Sıcak hava dalgaları önemli. Marmaris'te 45,5 derece ile rekor kırıldı. Asfaltlar eriyor. Bu konuda da bir plan yapılması gerekiyor. Gelecekte sıcak hava dalgalarının sıklığı artacak. Muğla'da orman yangını riski gelecekte artacak. Deniz seviyelerinin yükselmesi de Muğla'yı etkileyecek. 2100 yılında 80 santim yükselebilir deniz seviyesi. Buna göre planlamalar yapılması gerekiyor. Marmaris ve Bodrum gibi aşırı yapılaşmanın olduğu bölgeler sel ve şiddetli yağışlardan etkilenecek. Sıcaklık arttıkça elektrik tüketimi artacak. Bununla birlikte elektrik nakil hatlarına yüklenilerek yangın riski daha çok artacak. Sıcak hava dalgalarından etkilenecek kesimlere yönelik gelecekte çalışmalar yapılması gerekiyor. Termik santral Muğla'nın sularına ortak oluyor. Su ciddi bir problem. Yeraltı sularına daha çok sahip çıkmamız gerekiyor."

"TOPU TÜFEĞİ ALMIŞ BİR DÜŞMAN GİBİ MUĞLA'YA YÖNELİK İSTİLA HAREKETİ VAR"

Panelin açılışında konuşma yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün şu ifadeleri kullandı: "Topu tüfeği almış bir düşman gibi Allah Allah diyerek Muğla'ya yönelik bir istila hareketi var. Termik santralin normalde kapatılması gerekiyor. Paris'te biz sıfır karbon anlaşmasına imza attık ülke olarak. Bu nedenle kapatılması gerekiyor. Ama kapatılmıyor. Termik santrali ne zaman kapatacaksınız diye sorduğumuzda hiç niyetleri yok. Termik santral galeri sistemiyle maden arıyor. Akıl sır erecek gibi değil. Yer altı suyumuz büyük tehdit altında. Korku filmi seyrediyoruz. Kıyı kenar çizgisini değiştirdiler. Plajları belediyeler alarak halka açık plajlar haline getirecekti. Bunu da yeni kıyı kenar çizgisi ile kaldırdılar ve özel sektöre her yeri vermek için uğraşıyorlar. Amaç yine para kazanmak."

"DENİZLERDEN ATIK TOPLAMAMIZ ENGELLENDİ, KURDUKLARI ÇEVRE AJANSI İLE AMAÇLARININ YİNE PARA OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI"

"Çöpten elektrik üretimi, güneş enerjisi ile elektrik üretimine devam ediyoruz. 7 tane araçla denizlerde atıkları topluyoruz ve kıyı tesisimize veriyoruz. 1 tesisimiz var. Yıllardır Gökova Körfezi'nde kıyı tesisi için yer istiyoruz. Yer alamadık. Denizlerden atık toplamamızı engellemek istiyorlar. Bunu engelliyorlar. Başka bir hesap var. Şimdi Çevre Ajansı kuruldu. Onlar yapacaklarmış bu işi. Bir ekonomik girdi olacak ve bunun kime gideceği belli değil. Başka bir gaddarlık da madenle ilgili konu. Orman alanlarımızın yüzde 65'inde arama ruhsatı var. Ağaçların kesilmesi gerekiyor. Kültür varlıklarının yüzde 66'sı maden ruhsatlı, koruma altına alınmış alanlarının yüzde 70'i, Muğla'nın yüzde 60'ı maden aramaya açıldı"

"ZALİM ZULMÜNÜ GİTTİKÇE ARTIRIYORSA KURTULUŞ YAKINDIR"

Şuan çevreyi nasıl katlederiz hareketi var. Muğla'da büyük bir sıkıntı var. Davalaşan yerel ve merkezi yönetim var. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Birlikte yerel ve merkezi yönetim, özel sektör, STK'lar olarak kol kola ilerlememiz gerekiyor. Tahrip olan bir şey geri dönmüyor. Bu defans içinde süreci ilerletmeye deva ediyoruz. Zalim zulmünü gittikçe artırıyorsa kurtuluş yakındır. Kurtuluşta buluşmak üzere."

Program, % 25 Devrimi isimli filmin gösterimi, sonrasında karmaşık sorunlar karşısında direnç artırmaya ve yaratıcı çözümlerle değişime odaklı bir tasarımcı, Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali kurucu ortağı danışmanı Pınar Öncel'in söyleşisi ile devam etti.

Dünya Çevre Günü'ne yönelik etkinlikler 7 Haziran'da Menteşe Kışla Parkta, 8 Haziran'da ise Göcek Körfezi'nde deniz dibi temizliği ile devam edecek.

Kaynak: AltarZeyhan