Orman yangını sırasında yaşadıkları sıkıntılı süreci anlatan 42 yaşındaki Mustafa Yılmaz, "Bölgede çıkan yangının bizim üzerimize geldiğini görünce hemen sadece hayvanlarımızı ve araçlarımızı alarak Fesleğen Mahallesi tarafına geçtik. Bir gün sonra yangın Fesleğene sıçradı. Fesleğen'den Çiftlik Mahallesi'ne oradan da şuanda bulunduğumuz Çamköy Mezargediği mevkiine geldik. Çok şükür ne hayvanlarımızda ne de ailemizde can kaybı yok. Ama ne var ne yok yandı. Başka gidecek yerimiz de kalmadı. Şuanda burada konaklıyoruz. Allah herkesten razı olsun. Tüm ihtiyaçlarımız karşılanıyor" dedi.

YANGINDAN GERİYE HİÇBİR ŞEY KALMADI 

Çıkan yangında konakladıkları çadır ve barakaların kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Yılmaz, "Eşya olarak kullanabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Derneğimiz sağ olsun sürekli arayıp soruyorlar. Bugün de bir çadır hediye ettiler. Kendilerine ve destek veren herkese teşekkür ediyorum" dedi.

"ÇADIRI EL BİRLİĞİ İLE KURDULAR"

Yangın döneminde dernek olarak ellerinden gelen çalışmayı yaptıklarını, yangından sonra da yapmaya devam ettiklerini belirten Milas Yörük Türkmen Kültür Derneği Başkanı Mevlüt Kiriş, "Demirciler Mahallesi'nde başlayan büyük yangından sonra o bölgede yaşayan Yörük kardeşimiz Mustafa Yılmaz'ın çadırının yandığını duyduk. Dernek üyemiz, Çiftçi Mallarını Koruma Derneği çalışanı arkadaşımız bize konuyu iletti. Bizler de dernek olarak yönetim kurulu ve üyelerimizle konuyu değerlendirerek yanan çadırın yenisini temin ettik. Biz Milas Yörük Türkmen Kültür Derneği olarak Yörük kültürünün yaşaması için, Yörüklerimizin yaşaması, yaşatılması için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Mustafa abi ve ailesi için yeni bir kıl çadır yaptırdık. Bugün de el birliğiyle çadırımızı kurduk" dedi.

GÖREVİ ESKİ BAŞKAN TOKAT’TAN DEVRALDI GÖREVİ ESKİ BAŞKAN TOKAT’TAN DEVRALDI

Yörüklerin yaşam şartlarını çok iyi bildiklerini ifade eden Başkan Kiriş, "Mustafa abimizin durumunu dinledik. Yaşam şartlarını biliyoruz. Ormana, çalıya ihtiyacı olan bir mesleği yapıyor. Mustafa abimizin keçileri, koyunları, inekleri var. Meraya dayalı bir sistemde çalışıyor. Bir köy içinde veya bir şehir merkezinde işini yapamaz. Mutlaka ormana meraya ihtiyacı var" dedi.

İlgili kurumlarla koordine ederek Yılmaz Ailesi'nin yeniden eski yerlerine gitmeleri için ellerinden geleni yapacaklarını da söyleyen Kiriş, "Yetkililere Yörüklere sahip çıkılması gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz. Yörüklerin ormana, ormanın da hayvana, hayvancılığa, keçiye ihtiyacı olduğunu tekrar tekrar ifade ediyoruz. Keçiler tırnağı sert hayvanlardır. O bölgedeki çamın kuruyan yapraklarını ezer ve toprakla harmanlar. Yine çamın kozalağını ezer parçalar tohum saçmasını, daha çok fidanın yetişmesini sağlar. Ayrıca keçiler inatçı hayvanlardır. Çamın belli bir bölgesine kadar budamasını yapar, ağacın ormanın hava almasını sağlar. Ayrıca Yörükler, çobanlar ormanın bekçileridir. Ormana gelen her türlü kötü niyetli insanı uzaklaştırır. Çünkü mera, orman onların evidir. Burayı korumak zorundalar" dedi.

Kaynak: İHA