Av. Epözdemir, “Maktulün telefonunun kırılmasına, sim kartının kırılmasına ve bunu sanık Cemal Metin Avcı yapmasına rağmen mahkeme bizim de anlamakta güçlük çektiğimiz bir şekilde Android telefonun ICloud şifresini, son 8 aydaki bilgi, belge, fotoğraf ve videoların tespiti için Amerika Birleşik Devletlerine müzekkere yazdı. Ben meslek hayatımda böyle bir şey görmedim. Çünkü görebileceğimi de tahmin etmiyorum. Birçok ceza dosyasına baktım. Bir hukukçu ve akademisyen olarak ben böyle bir müzekkere görmedim. Bu müzekkerenin ne amacı olabilir. Kamuoyunda maktuleyi itibarsızlaştırma amacı olabilir. Özel hayatı ile ilgili görüntü ve bilgilerin ifşa edilmesi amacı olabilir. En azından bu amaca hizmet ediyor olabilir. Şimdi kalkıp da ABD bize ait bir yurttaşa ait cep telefonunun ICloud şifresini ve oradaki belgeleri vermez. Bu müzekkerenin cevabı 8 ay mı sürer, 10 ay mı sürer yoksa bir yıl mı sürer. Bu müzekkereden bir cevap alınabilir mi? Kesinlikle alınamaz. ABD tarafından verilir mi? Verilemez. İki ülke arasında 1983 tarihli bir anlaşma var. Direk kendiniz isteyemiyorsunuz, Adalet Bakanlığına yazılıyor, Adalet Bakanlığı Dışişleri Bakanlığına yazıyor, ABD’nin Dışişleri Bakanlığı kendi Adalet Bakanlığına yazıyor. Cevap hazırlanıyor ve aynı usulle geri geliyor. İnsan Hakları Avrupa sözleşmesinin 6’ncı maddesi. Anayasa’nın 36’ncı maddesi ne diyor. Makul sürede yargılanma hakkı ki en fazla nerden mahkum oluyor. Makul sürede yargılanma hakkı. ABD’nin kuvvetle muhtemel cevap dahi vermeyeceği, bu tür yargılamalarda ilk defa gördüğümüz bir müzekkere. Yani maktulün telefonunun ICloud şifresini bir Türk mahkemesi ABD’den istiyor. Bunu niye istiyor anlamakta güçlük çekiyorum. Bu yargılamaya ne katacak bunu da anlamakta güçlük çekiyorum. Biz bugün bu ara kararda rücu da isteyeceğiz açıkçası. Mahkemenin kararına göre de müvekkil ile konuşup orada hukuki bir aksiyon almayı düşünüyoruz” dedi.
Kaynak: Altar Zeyhan