Gündem Haberleri

"SENİ SEVİYORUM" DEMEK HUKUKEN BİR SUÇ MU?

Prof. Dr. Hasan Sınar, “Sosyal medya aracılığı ile ’Seni seviyorum, çok güzelsin, seni çok beğeniyorum’ demek de sırnaşıkça bir hal aldıysa cinsel taciz sayılabilir .Burada kriter, eylemin cinsel amaçlı olması ve kişiyi cinsel yönden rahatsız etmesi. Titiz bir inceleme yapılması gerekiyor. Aksi halde çok adaletsiz sonuçlara sebebiyet verilebilir” dedi.

Abone Ol

Yargıtay kriterleri neler

Dr. Yeşim Yılmaz, cinsel taciz suçunu ayırt etmekte Yargıtay’ın baz aldığı kriterlere şöyle değindi. “Öncelikle rızanın olup olmadığı, girişimin ısrarlı olup olmadığı, kaba ve sırnaşıkça olup olmadığı önemli. Taraflar arasında duygusal ilişki var mı? Kanuni veya ahlaki engel bulunup bulunmadığını değerlendirerek bir sonuca varıyor. Taraflardan biri evliyse ve birine duygu açıklamasında bulunduysa veya iltifat ettiyse mesela cinsel taciz suçunun oluştuğuna karar veriyor. Çünkü taraflar arasında ahlaki bir engel yani evlilik ilişkisi olduğunu söylüyor” 

“Mağdurun beyanı esastır. Soruşturma başlatılmasını sağlıyor”

Yeşim Yılmaz, uluslararası yükümlülükler gereği cinsel suçlarda mağdurun beyanının esas kabul edildiğinin altını çizerken “Bu beyan soruşturma başlatılmasını sağlıyor. Hâkimin, mahkûmiyet için vicdani karar verebilmesi için şüphe olmamalı. Şüphe sanığın işine yarıyor” şeklinde konuştu.

“Fiziksel delil önemli. Duş almayın. 4-6 saat içinde doktor muayenesi olun”

  Hukuki açıdan fiziksel delillerin çok önemli olduğunu belirten Hasan Sınar,  maalesef cinsel suçların çoğunun  kapalı kapılar ardında,  tanık olmadan yaşandığına da değindi. . Suçun, şüpheye yer vermeden kanıtlanabilmesi için mağdurun 24 saat içinde doktor muayenesi olması şart şeklinde uyardı.  “Hatta ilk 4 ila 6 saat içinde deliller toplanmalı. Eğer duş alınmışsa delil kayboluyor.” uyarısında bulundu. 

“Cezalar ağır ama infaz yasası uygulatmıyor”

Hukukçular, cinsel suçlar konusunda toplumda bir cezasızlık algısı ve adalet sistemine güvensizlik olduğu konusunda hem fikirler.  Hasan Sanır,  konuyla ilgili olarak “2023 Temmuz ayında getirilen denetimli serbestlik düzenlemesiyle uzun süreli hapis cezası almış hükümlüler çok kısa bir süre infaz kurumunda kaldıktan sonra kalan cezasını toplum içerisinde çekebiliyor” dedi. Yeşim Yılmaz da  “Bir cinsel suç failini efektif bir şekilde cezalandırıp kesintisiz ve kaçınılmaz bir şekilde bu cezayı infaz ederseniz bu tartışmalar da ortadan kalkacaktır” diyerek konuyla ilgili görüşünü dile getirdi. 

“Cinsel suç faili hasta değil, suçlu”

Yeşim Yılmaz “Öncelikle bu bir suç. Bir hastalık değil. Bir kere cinsel eylemler, rızaya aykırı cinsel eylemlerdir. Cinsel suç failini ‘hasta’ olarak tanımlarsak durumu normalleştirmiş oluruz. Çünkü tedavi edilebilir bir durumda görüyoruz demektir. Halbuki adli tıp ve bilim insanlarının yaptığı araştırmalara baktığımızda çoğunlukla bu tarz fiillerin, bir cinsel dürtüden ziyade bir zorbalık, bir öfke, bir güç arayışından ortaya çıktığını görüyoruz. Aslında çoğunlukla erkeğin, kadın üzerinde bir otorite kurma arayışından, öfkesinden ve zorbalığından kaynaklandığını görüyoruz” açıklamasını yaptı.