CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantıya ilişkin açıklamada bulundu.

Koronavirüs  aşıları konusunda Türkiye’nin uzun süre sadece Çin aşısı Sinovac’a mahkum edildiğini şimdi de iki doz Sinovac aşısı olanlara üçüncü doz olarak BioNTech aşısı yapıldığını ve uygulamanın doğru olduğunu belirten Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gelişmiş ülkelerde  bile aşı ücretli ama bizde bedava” şeklindeki açıklamalarını şu sözlerle eleştirdi:

"KENDİSİNİ CÜMLE ALEME REZİL ETTİ, ÜLKEMİZİ DE MAHCUP ETTİ"

“Erdoğan önce “İngiltere’de aşı 100 sterlin” dedi. Sonra tarifeyi değiştirdi, 50 sterline düşürdü.“Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri dahi Bu aşıları ücretle yapıyorlar” dedi. Aşı için 100 Avro ücret alındığını ileri sürdü. Erdoğan’ın açıklamalarını bu ülkelerin yayın kuruluşları, resmi sağlık kurumları ardı ardına yalanlıyor. Kendilerini cümle aleme rezil ediyorlar. Ülkemizi dışarıya da mahcup ediyorlar. Avrupa’da bırakın aşı için para vermeyi burnumuzun dibindeki küçücük Yunanistan 26 yaş altındaki gençleri aşıya teşvik etmek için 150 Avro cep harçlığı veriyor. Hata, bir kez yapılırsa hatadır. Tekrarlanırsa tercih olur.  Yoksa Erdoğan şimdi de aşıdan para almaya mı hazırlanıyor? Bunun yolunu mu yapıyor” 

Öztrak, özetle şöyle konuştu:  

“ŞAHLANAN FATURA, ETİKET VE ENFLASYON OLDU”

Hükümetin “Temmuz ayında ekonomi şahlanacak” dediğini fakat zamların şahlandığını kaydeden CHP Öztrak, “Erdoğan şahsım hükümeti, temmuzda ‘ekonomi şahlanacak’ dedi. Şahlanan, evlerimize gönderdikleri faturalar; çarşı, pazardaki etiketler ve enflasyon oldu. Erdoğan şahsım hükümeti zam-zulüm oldu, milletimizin üzerine yağıyor. Temmuz ayına girerken, önce yüzde 15 elektrik zammıyla çarpıldık. Sonra doğalgaz fiyatlarına yapılan, yüzde 12 ile yüzde 20’lik sözde güncellemeyle yandık. Yetmedi, üzerine LPG’ye gelen yüzde 8’lik fiyat artışıyla ne yapacağımızı şaşırdık. Aileler perişan, esnaf perişan, çiftçi perişan, sanayici perişan. Sadece bu üç zammın TÜİK’in makyajlı enflasyonuna doğrudan katkısı, 0,8 puan. Dolaylı etkileriyle birlikte ise 1,5 puan. Zamların zamanlamasındaki hinlik de cabası. TÜİK’in makyajladığı enflasyona, bir de zaman ayarı yaptılar. Zam yağmuru temmuz ayına kaydırılarak, 11 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisine yılın ikinci yarısında verilecek aylık zammı törpülendi. 5,5 milyon memur ve memur emeklisinin ilk altı ay için alacağı enflasyon farkı düşürüldü. Bu zamları temmuz ayına öteleyerek, her bir memurun aylık 70 lirasını, her bir memur emeklisinin de aylık 49 lirasını kestiler. Yılın ikinci yarısında, sadece memur ve memur emeklisinin evine girecek toplam 2 milyar 63 milyon lira, Erdoğan şahsım hükümeti tarafından ince işçilikle gasp edildi."

“MİLLETİN PORSİYONUNA ÇÖKTÜLER”

"Anlaşılan; millete ‘porsiyonları küçültün’ diyen saray, işi şansa bırakmadı. Milletin porsiyonunu, daha midesine girmeden küçülttü. Sarayın beslemeleri, yanaşmaları zencefilli somonlu suşileri, kornişona sarılı dana rozbifleri, susamlı levrek simitlerini, ejder meyveli smoothie eşliğinde rahat rahat götürsün diye, sarayda debdebe, şatafat ve israf sürsün diye, milletin porsiyonlarına çöktüler."

İYİ PARTİ’DE İSTİFA ŞOKU! İYİ PARTİLİ VEKİL, CHP’YE KATILDI İYİ PARTİ’DE İSTİFA ŞOKU! İYİ PARTİLİ VEKİL, CHP’YE KATILDI

“ERDOĞAN ŞAHSIM HÜKÜMETİ MUTFAKLARIN BEREKETİNİ KAÇIRDI”

"Bugün, haziran enflasyonu açıklandı. TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla tüketici enflasyonu yüzde 1,94 oldu. Yılın ilk altı ayında, TÜİK’e göre enflasyon yüzde 8,45 oldu. Bağımsız iktisatçılardan oluşan, Enflasyon Araştırma Grubu’na göreyse 6 aylık enflasyon yüzde 19,16. Arada iki kattan fazla fark var. Diğer taraftan TÜİK’e göre yıllık enflasyon, 2019 mayıs ayından bu yana, en yüksek seviyesine çıktı. Şahlanan ekonomi değil enflasyon oldu. Son bir yılda benzinli otomobil fiyatı yüzde 107, televizyon yüzde 100, bulaşık makinesi yüzde 74 zam gördü. Gençlerin yuva kurması, milletin araba alması artık hayal oldu. Erdoğan şahsım hükümeti, mutfakların bereketini kaçırdı. Millet ne yapacağını şaşırdı. Bayram geliyor. Küçükbaş kurbanlık bin 500, büyükbaş payı 2 bin TL olmuş. Emekli bayram ikramiyesini bekliyor. Bu sefer emekliyi enflasyona ezdirmeyin. 2 bin TL verin de emekli de kurban kessin, aileleriyle bayramda bir kap et yemeği yesin. Ama enflasyon fırtınasında turpun büyüğü heybede duruyor. Haziranda üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark, 25 puanla tüm zamanların rekorunu kırdı. Çekirdek enflasyon göstergeleri de tüketici enflasyonun üzerinde kalmaya devam ediyor. Enflasyonun daha da azacağının işaretlerini veriyor. Enflasyon, dünyanın en acımasız vergisidir. En çok da fakirin, fukaranın satın alma gücünü, aç fare misali gizlice tüketir."

“MİLLET ARTIK USANDI”

"Erdoğan şahsım hükümeti, Genel Başkanımızı, doğruları söyledi, milletin hakkını, hukukunu savundu, zulme karşı sessiz kalmadı diye damda 4 yıl yatırmakla tehdit ediyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. ‘Hak, hukuk, adalet’ diyerek, tehdit ettiğin Genel Başkanımız, Adalet Yürüyüşü’nü yapan, dünya demokrasi tarihine geçen kişidir. Biz demirden korksak trene binmeyiz. Bizler zulmü alkışlayan, zalimi seven olmayız. Biz biliriz ki; haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Zam zulmüne sessiz kalamayız. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki zulmü de görmezden gelmeyiz. Kayyum Rektör, ‘eylemler en fazla altı ay sürer’ diyordu ama hem öğrenciler hem de Boğaziçili akademisyenler Boğaziçi’ne sahip çıkmaya devam ediyorlar.  Biber gazıyla, plastik mermilerle, coplarla gençleri yıldırmaya çalıştılar. Gençler yılmadı. Boğaziçi’nin kapısına kelepçe taktılar. Gençler sinmedi. Kredi ve burslarını kestiler. Gençler tınmadı. Boğaziçili akademisyenler de hem okullarının geleneklerine hem de öğrencilerine sahip çıktı. Kayyum rektöre sırtlarını döndüler. Şimdi o kayyum rektör, üniversitenin 15-20 yıllık hocalarını kampüse almıyor. Dağdan gelip bağdakini kovmaya kalkıyor. Gencecik bir öğrenciyi, özel güvenlikçilere tekmeleterek okul kampüsünden attırıyor. Bilimle, bilim insanlarıyla ve gençlerle kavga eden bir yönetimin sonu hüsrandır. Bir kere daha tekrarlıyoruz. Artık gençlerle, Boğaziçi Üniversitesi’yle uğraşmayın. Gençlerin ve Boğaziçi’nin sesini dinleyin. Kibri, nobranlığı bırakın. Millet bu tavırlarınızdan bıktı, usandı. Bunu artık anlayın."