İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

MEMLEKETİ YÜZÜKLERİN EFENDİSİ SETİNE ÇEVİRDİLER

Sayın Erdoğan’ın çevresinde, doğruları söyleyecek kimse kalmadığı için, kendisi de, damadı da, her şeyi güllük gülistanlık sanıyor. Şaka maka, buna inanıyorlar. Bu kafayla, bu beceriksiz, bu ciddiyetsiz yönetim anlayışıyla gidince de, sonuç bu oluyor… Memleketi “Orta Dünya’ya” çevirdiler. Sanki Yüzüklerin Efendisi setinde yaşıyoruz… Yüzük, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; Sayın Erdoğan, yüzüğün sahibi; Almış yanına, ak sakallı Saruman’ı, Damat Gollum’u ve inşaatla uğraşan 5 Nazgul’u, mutlak gücün, mutlak iktidarın peşinde…

EYT'LİLER İÇİN KADEMELİ ÇÖZÜM PLANI MÜMKÜN

“EYT meselesi, ailelerle birlikte, milyonlarca vatandaşımızı mağdur ediyor. İtip kakarak, yok sayarak, her şeye bulduğun parayı milletinden esirgeyerek, sonuç alamazsın Sayın Erdoğan. Kademeli bir çözüm planı mümkün. Sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak, ilk adım olabilir. Türkiye’nin, bu kadar büyük bir yarayı tedavi edecek imkanları var. Yeter ki niyet olsun. Sizi, para babaları seçmedi efendiler! Sizi millet seçti. Ya milleti göreceksiniz, ya da yoldan çekileceksiniz.”

YA SÖZÜMÜ DİNLEYECEKSİNİZ YA DA BİZ GELİP YAPACAĞIZ

“Nasıl geçen haftaki sözümü dinleyip, fabrika bacalarına filtre takmayı erteleyen kararı veto ettiniz ve milletin yararına bir karar verdiniz; EYT’liler konusunda da ya sözümü dinleyip, gerekeni yapacaksınız ya da biz geleceğiz, biz yapacağız!”

ERDOĞAN 8 AY ÖNCE İSTANBUL’UN SU SORUNUNU ÇÖZDÜK DEMİŞTİ

“Baraj demişken, şu İstanbul’un su meselesine de değinelim. Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, çıktı dedi ki; “İstanbul’un durumu hiç iyi değil. Bu gidişle birkaç aya suyu kalmaz.” Aynı Sayın Erdoğan, 30 Mart 2019’da, yani daha 8 ay önce demişti ki; “İstanbul’un su sorununu çözdük. Taaa Sakarya’dan su getiriyoruz. 2040 yılına kadar İstanbul’un su sorunu yok.” Aynen böyle demişti. Melen Çayı üzerine bir baraj yapmaya kalktılar. 2 milyar liraya yakın para harcadılar. Zemin çalışmaları iyi yapılmadığı için, baraj bir türlü devreye girmiyor. 16 milyonluk kente, nefes aldıracak barajı yapamayan iktidar, Afrika’nın Cibuti’sine baraj yapmakla övünüyor. Sen önce İstanbullunun işini, milletinin işini hallet, sonra gider Cibuti’de hava atarsın…”

MEMLEKETİ İKİ DUDAĞINIZIN ARASINA MAHKUM EDERİZ

ERDOĞAN, TOPLANTI SONRASI NELERİ AÇIKLACAK? ERDOĞAN, TOPLANTI SONRASI NELERİ AÇIKLACAK?

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir icat uydurduk; Memleketi iki dudağımızın arasına mahkum ederiz, Meclisi yok sayar, adaleti geciktirir. Kimseye kulak vermez, kimseye hesap vermez. Saraylarımızda, uçaklarımızda, lüks arabalarımızda günümüzü gün ederiz.” diye düşünüyorlar. Bu nobranlığın, bu şımarıklığın, bu israfın, bu had bilmezliğin, milletçe yaşadığımız, bu geçim sıkıntısının sebebi; Devleti çiftliğe çeviren; bu ucube yönetim biçimidir, bu sempatikleştirilmiş tek adam rejimidir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.

CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ İLK 500 GÜNÜ

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk 500 gününde; Otoyol ücretleri, yüzde 41 zamlandı. Hac ücreti yüzde 35, Umre fiyatları yüzde 23 arttı. Dövizin hali ortada. Türk Lirası pula döndü, vatandaş ve kurumlar gitti, döviz aldı. Büyük umutlarla başlattıkları, “döviz bozdur” kampanyası da fiyaskoya dönüştü. Vatandaşımız bu sisteme güvenmediği için, 137 milyar dolar olan döviz mevduatı, 58 milyar dolar arttı, 195 milyar dolara çıktı. Toplam mevduattaki döviz oranı, yüzde 53’e çıktı. Bu sisteme geçtiğinden beri, Türkiye bütçesi dipsiz bir kuyuya dönüştü. Bütçe açığı 152 milyar lira oldu. Bakın, bir noktaya dikkatinizi çekerim: Eğer Merkez Bankası yedek akçesiyle, İmar Affı ve bedelli askerlik gibi bir defalık gelirler olmasa, bütçenin açığı 235 Milyar lira olacaktı.

Bu neye benzer biliyor musunuz? Evin ekonomisini ayakta tutmak için, hanımın kolundaki bileziği, parmağındaki yüzüğü satmaya benzer. İş dünyasında da durum farklı değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen, Haziran 2018’den bu yana, ödenemeyen, takibe düşen krediler, 68 Milyar liradan, 140 milyar liraya çıktı. Yüzde 105 arttı. Değerli milletvekilleri; Ben bu gerçekleri söyleyince, Sayın Erdoğan çok kızıyor… Diyor ki; “Rakamları çarpıtıyor.” Halbuki; Benim verdiğim tüm rakamlar, devletin resmi rakamları. Kendi bakanlıklarının, kendi bürokrasisinin, hatta Cumhurbaşkanlığı sitesinin rakamları.

İYİLEŞTİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM

İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, Türkiye’yi 500 günde düşürdükleri çukurdan çıkaracak vizyonun adıdır. İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, hakkın ve adaletin tarifidir. İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, çalışan, üreten, geleceğe ve ülkesine güvenen gençliğin parolasıdır. İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, birbirine saygı duyan insanlarımızın, “Konuşan Türkiye’nin” anahtarıdır. İyileştirilmiş Parlamenter Sistem, Demokratik Cumhuriyet’in, Ekonomik Kurtuluşun reçetesidir.