Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünde önceki gün ekonomi politikalarına yönelik açıklanan Orta Vadeli Program’dan bahsederken, “Geçen seneyi 93,3 milyar dolarla kapattığımız döviz rezervlerimiz, özellikle muhalefetin, ana muhalefetiyle diğerlerinin hepsinin buraya dikkat etmesi lazım, 27 Ağustos itibariyle 118 milyar doları aşmış durumdadır” ifadesini kullandı.


Erdoğan, kabine toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında önceki gece Resmi Gazete’de yayımlanan Orta Vadeli Program’ı değerlendirdi. Erdoğan, “Mali disiplinin sürdürülmesi olmazsa olmazlarımızdandır. Bu yılı yüzde 9 civarı bir büyümeyle kapatmayı hedefliyoruz. Cari işlemler açığının milli gelire oranının Orta Vadeli Program sonunda yüzde 1 seviyesine gerilemesini öngörüyoruz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasında kullandığı ifadeler şu şekilde:


“Bunun için Gümrük Birliği başta olmak üzere mevcut tercihli ticaret ve serbest ticaret anlaşmalarının güncellenmesini sağlayacağız. Coğrafi olarak uzak ancak ihracat potansiyeli yüksek ülkelerle ticaretimizi geliştirmek amacıyla uzak ülkeler stratejisini hayata geçireceğiz. Ülkemizdeki endüstriyel ve metalik maden cevherlerinin katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek ekonomiye kazandırılmasını sağlayacağız.”


Salgınla alakalı da açıklamalar yapa Erdoğan, “Okulların açıldığı, iş yerlerinin tam kapasite üretime geçtiği şu dönemde vatandaşlarımızı aşılarını yaptırmaya ve tamamlamaya davet ediyorum” ifadelerine yer verdi.


Erdoğan son olarak çeltik hasadı için belirlenen fiyatları duyurdu. Böylece, ton başına Baldo çeşidi için 5 bin 500 lira, Osmancık çeşidi için 4 bin 500 lira, Luna çeşidi için 4 bin lira alım fiyatı uygulanacak.
Erdoğan’ın konuşmasında yer verdiği diğer konu başlıkları şöyle:


“İnşallah gençlerimizle birlikte her bakımdan daha güzel, daha temiz, daha estetik şehirler inşa etmeyi sürdüreceğiz.
“Malazgirt zaferinin 950. yıl dönümü vesilesiyle Ahlat’taki çeşitli etkinliklerde gençlerimizle bir araya geldik. Ahlat’ın tarihimizdeki önemine binaen burada Van Gölü kıyısında bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni ülkemize kazandırdık. Milletlerin sembolleriyle yaşadığı gerçeğini göz önünde bulundurarak bu külliyenin nesillerden nesillere aktarılacağına inanıyorum. Malazgirt zaferinin yıl dönümü törenlerini de büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik.


“Türkiye’nin savunma sanayiindeki önemli önüm noktalarından olan Akıncı’nın ordumuza teslim törenini 29 Ağustos’ta Çorlu’da yaptık. Akıncı sayesinde bu teknolojiye sahip aracı üretebilen 3 ülkeden biri haline geldik.


“30 Ağustos gününü de dolu dolu geçirdik. Zafer Bayramı törenlerinin ardından Milli Savunma Bakanlığımızın Kara, Hava ve Deniz kuvvetlerinin ortak bir çatı altında toplanacağı Ay Yıldız Projesi’nin de temelini attık. İnşallah bu projeyi 19 Mayıs 2023’te tamamlayacağız.


“Bu sene adli yılı inşası tamamlanan yeni Yargıtay binamızda açtık. Yargıtay 6 farklı yere dağılmış binalarıyla hizmet vermeye çalışan bir kurum haline gelmişti. İnşa ettiğimiz 10 bloklu yeni Yargıtay binasının burada görev yapan hakim ve savcılarımızın hizmet kalitesini de artıracağına inanıyorum. Yargımızın artık kendisinden beklediği bağımsız ve tarafsız duruşunu her geçen yıl güçlendirdiğini görüyoruz. 
“Sultanahmet Meslek Lisesi’nde böyle bir açılışı gerçekleştirmek gerçekten bizlere tarhiten bugüne ve geleceğe yönelik bir buluşmayı da yaşattı. Kabine toplantımızda salgından güvenliğe, afetlerden yeni turizm sezonuna gündemimizdeki hususları etraflıca istişare ettik, değerlendirdik.


Görüldüğü gibi milletimiz için gece gündüz çalışıyor, projeleri, yatırımları, icraatları adım adım hayata geçiriyoruz. Rabbim bu millet için çalışan herkesten razı olsun diyorum. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaşarak bu gayretleri taçlandıracak, ülkemizi hak ettiği seviyeye çıkartacağız.


“Salgınla mücadelenin sürdüğü bir dönemde üst üste afetlerin yol açtığı can ve mal kayıplarının da acısını hissettik. Tarihimizin en büyük orman yangınlarında, ağaçların yanı sıra çok sayıda yerleşim yeri tahrip oldu. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle yad ediyorum. Zararların telafisi, kullanılamaz hale gelen ve ve tarımsal yapıların inşası başladı. Amacımız bir yıla kadar yeniden inşa edilecek yapıları bitirip hak sahiplerine teslim etmektir.


“FELAKETİN İZLERİNİ SİLMEKTE KARARLIYIZ”

CAMİDE ACI OLAY! NAMAZ KILARKEN BİR ANDA YERE YIĞILDI CAMİDE ACI OLAY! NAMAZ KILARKEN BİR ANDA YERE YIĞILDI


“Kastamonu, Sinop ve Bartın’da çok ciddi can kayıplarına ve yıkımlara yol açan sel felaketinin izlerini silme çabaları sürüyor. Hayatını kaybeden 82 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Halen kayıp olan 15 vatandaşımızı arama çalışmaları devam ediyor. Kastamonu ve Sinop’taki durum eşi benzeri görülmemiş, böyle bir afeti manzarayı yaşadık. Bozkurt’ta ilçeye normalde bir yılda yağan yağış sadece iki günde düştü. Bu olağanüstü durum yüksekliği 5 metreyi bulan sel baskınlarına neden oldu. Bozkurt’ta yüksekliği 4,5-7 metre arası olan bir yığın kaldı. Tüm kurumlarımızın imkanlarını seferber ettik. 10 binin üzerinde personel ve ihtiyaç duyulan araç gereçle adeta çıkarma yaptık. 1345 afetzedeyi helikopterlerle, 501 afetzedeyi botlarla tahrip ettik. Avrupa ülkelerinde yaşanan sel felaketlerinin ardından aylarda kaldırılamayan atıkları birkaç. hafta içinde temizledik. Altyapıyı bir haftaya kalmadan ayağa kaldırdık. Vatandaşlarımızın çoğunun eski haline dönebileceğine inanmadığı sokakları, caddeler, tekrar yaşanır hale getirdik. Sadece Bozkurt ilçemizden çıkarılan rüsubat miktarı 20 bin kamyonu geçmişti. İçişleri Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız, afet bölgesine adeta kamp kurmuştur. Kapalı yolların önemli bir bölümü tamir edilerek veya servis hatları kurularak ulaşıma açılmıştır. Su ve elektrik altyapısı neredeyse tamamen çalışır hale getirilmiştir. Tamamlanan tespitlere göre bu üç ilde vatandaşlarımızın 509 milyon liralık zararı ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar 287 milyon ödenek aktarılmıştır. Son afetler için düzenlenen yardım kampanyasında toplanan miktar da 345 milyon lirayı bulmuştur. Selde ürünü, mahsülü veya araç-gereci zarar gören çiftçilerimizin tamamı 3 bin 800 civarındadır. Bu felaketin izlerini silmekte kararlıyız.


“Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği hızlı, etkin, yapıcı yönetimin avantajları afet dönemlerinde çok daha iyi görülmüştür. Hasar tespitleri süratle yapılarak hemen proje ve inşa safhalarına geçilmiştir. Hatta sokak hayvanlarına kadar felaket bölgesindeki tüm canlıların ihtiyaçları düşünülmüş, gereken mekanizmalar kurulmuştur. Afetlerin ortaya çıkmasını tamamen engellemek insan iradesini aşıyor ama afetlerde yaşanacak hasarların azaltılmasını, can kayıplarının en az indirilmesini temin edecek sistemi kurmak bizim elimizdedir. Türkiye gerçekten kapsamlı ve işler afet müdahale planına sabittir.
“Geçtiğimiz sene dünya her türlü ekonomik ve sosyal düzenin test edildiği bir dönem yaşadı. Pek çok ülke krizin etkisini azaltmak için genişleyici politikalara yöneldi. buna rağmen küresel ekonomide küçülmenin önüne geçilemedi. Türkiye salgının olumsuz etkileriyle mücadelede son derece başarılı oldu. 2020 yılında yüzde 1,8’lik bir büyüme kaydederek OECD ve G20 ülkeleri arasında bu başarıyı elde eden birkaç ülkede birisi olduk. Türkiye ekonomisi küresel krizden bu yana iç ve dış konjonktürde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kesintisiz büyümesini sürdürdü. Bu senenin ilk yarısında da büyüme devam etti. Yılın ilk çeyreğinde 7,2, ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüklüğünde bir büyüme rakamına ulaştık. İkinci çeyrek performansımızda iç talepteki güçlü görünümün yanı sıra dış talepteki büyüme de belirleyici oldu. Hiç kuşkusuz bu yatırımlar üretim kapasitemizi ve büyüme potansiyelimizi daha da artıracaktır. Bu yılın büyüme performansı açısından dikkat çekici bir diğer özelliği de yüksek büyümeyi düşük cari açıkla gerçekleştirecek olmamızdır. Ağustos itibariyle yıllık ihracatımız 207 milyar doları aştı. Dünya ihracatından aldığımız pay da artıyor. Turizm sektörü hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Seyahat gelirleri yüzde 31 oranında artarak cari dengenin iyileşmesine önemli katkı sağladı. cari işlemler açığımız yılın ilk yarısında geçen yılın ilk yarısında göre azalarak 13,6 milyar dolar seviyesine geriledi. Öte yandan geçen seneyi 93,3 milyar dolarla kapattığımız döviz rezervlerimiz, özellikle muhalefetin, ana muhalefetiyle diğerlerinin hepsinin buraya dikkat etmesi lazım, 27 Ağustos itibariyle 118 milyar doları aşmış durumdadır. Salgın döneminde tüm dünyada olduğu gibi işgücü piyasamızı da olumsuz etkiledi ancak kısa sürede bir toparlanmaya şahit olduk. Öyle ki bu yılın ilk yarısında sağlanan istihdam artışı 1,5 milyon kişiye çıkarak salgın öncesi seviyeleri bile aşmıştır. Ekonomimizin en önemli sorunlarından birinin enflasyon olduğunu biliyoruz. İnşallah bu meselenin üstesinden de geliyoruz. Küresel ekonomik düzende ülkemizi sürekli daha üst sıralara taşımanın gayreti içerisindeyiz. Önümüzdeki üç senenin ekonomideki yol haritasını içeren planımızı dün yayınladık. Öncelikleri hep birlikte belirledik. Programda temel amacımız yüksek aktma değerli üretimi önceleyerek ülkemizin büyüme potansiyelini artıracak politikalara hız vermektir. Nitelikli istihdamı oluşturan, enflasyon ve cari açık üretmeyen, yeşil dönüşümü dikkate alan, istikrarlı, dengeli, gelir dağılımı adaletini gözeten bir büyüme yapısını tesis edeceğiz. Küresel değer zincirlerindeki değerleri dijital ve yeşil dönüşüm alanlarındaki eğilimleri de dikkate alıyoruz. Uluslararası arenada rekabet gücü yüksek ve istihdam potansiyeli yüksek sektörleri destekleyerek cari işlemler dengesinde kalıcı bir iyileşme sağlayacağız. Enflasyonun kalıcı olarak tek haneli seviyelere inmesini hedefliyoruz. Mali disiplinin sürdürülmesi olmazsa olmazlarımızdandır. Büyüme Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasının temel şartıdır. Bu yılı dengeli bir iç ve dış talep kompozisyonunun kapsamıyla yüzde 9 civarında bir büyümeyle kapatmayı hedefliyoruz. Ekonominin ortalama yıllık yüzde 5,3 büyümesini hedefliyoruz. Milli gelirimizi program sonun 1 trilyon dolar seviyesine taşıyacağız. Bu kapsamda ekonominin motoru olan sanayi sektöründe teknoloji seviyesi yüksek sabit sermaye yatırımlarını ve doğrudan yabancı yatırımlarını özendireceğiz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programını sürdürerek desteklenen projeler için yenilikçi finansman projesi geliştireceğiz. KOBİ’lerin dijital dönüşüm projelerine daha çok katkı sağlayacağız. Yeşil dönüşüm alanında da iddialı politikalarımız bulunuyor. Geri dönüşüm teknolojileri başta olmak üzere verimliliği artıran ve sera gazı emisyon artışını sınırlayan yatırımlara daha çok destek vereceğiz. Program dönemi boyunca istihdamın yıllık ortalama 1 milyon 170 bin kişi artmasını, işsizlik oranının kademeli olarak gerilemesini hedefliyoruz. Biz gücümüzü genç ve nitelikli insan kaynağımızdan alıyoruz. Evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek bizim en temel önceliklerimiz arasındadır. Sektör işbirliklerini artıracağız. Reel sektörün ihtiyaç duyduğu kalfa ve usta talebini karşılamak üzere meslek eğitim merkezlerini güçlendireceğiz. Ülkemizin beşeri sermayesini güçlendirebilmek için okullar arası başarı farklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğini tahkim edeceğiz. Enflasyon hedeflemesi uygulamasına devam ederek arz yönlü yapısal sorunlara odaklanacağız. Gıda arz güvenliğini sağlamak amacıyla tarım arazilerinin korunması ve etkin kullanımı çalışmalarına ağırlık verecek, ekilebilir ve sulanabilir alanların artırılması için çalışmaları hızlandıracağız. Tarım-sanayi entegrasyonunu sağlamak amacıyla sözleşmeli tarım mekanizmalarını geliştireceğiz.


“KRİTİK POLİTİKAYI HAYATA GEÇİRİYORUZ”


Orta Vadeli Programla ödemeler dengesi alanında da bir dizi kritik politikayı hayata geçiriyoruz. İhracatın 2021 yılında 211 milyar dolar, program dönemi sonundaysa 250 milyar doları aşacağını tahmin ediyoruz. Seyahat gelirlerinin bu yılki 17 miyar dolar seviyesinden 33 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 1 seviyesine gerilemesini öngörüyoruz. Türkiye’ye coğrafi olarak uzak ancak ihracat potansiyeli yüksek ülkelerle ticaretimizi geliştirmek amacıyla uzak ülkeler stratejisini hayata geçireceğiz. Yurt dışı lojistik merkezler üzerinden ihracatçıların potansiyel pazarlara ve dağıtım kanallarına erişimini hızlandıracağız. Türk Eximbank’ı yeniden yapılandıracağız. Ülkemizdeki endüstriyel, metalik maden cevherlerinin katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek ekonomiye kazandırılmasını sağlayacağız. Bu yıl bütçe açığı hedefimizi sene başında yüzde 3,5 olarak şekilde revize etmiştik. Sözümüzde durarak, inşallah, bu hedefi rahat şekilde yakalayacağız. Salgınla mücadele kapsamında vatandaşlarımızın mağduriyetine de fırsat vermeyeceğiz. Aldığımız tedbirlerin ve sağladığımız desteklerin ekonomik büyüklüğü yıl sonunda toplamda 734 milyar liraya ulaşacaktır. Önümüzdeki dönemde de vatandaşlarımızı ve üreticilerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 2,9 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Faiz dışı dengenin de program sonunda yüzde 3,0 fazlaya dönmesini bekliyoruz. Program süresince harcamaları gözden geçirmeye devam edeceğiz. Kamu taşıt filo yönetim sisteminin kuracağız. Stratejik öncelikler çerçevesinde yürüttüğümüz borçlanma politikamızı Türk Lirası öncelikli haline getirecek, yurt içi döviz ve altın cinsi borçlanmayı artıracağız. Kamu kurum ve kuruluşlarımızın bütçelerinin hazırlanmasına yönelik yasal süreci başlatıyoruz. Bu kapsamda Meclise sunacağımız ödenek tekliflerini belirledik. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında önemli bir adım olduğuna inandığım programın hayırlı olmasını diliyorum.
“Okulların açıldığı, işyerlerinin tam kapasite çalışmaya geçtiği şu günlerde vatandaşlarımızı aşı yaptırmaya davet ediyorum. Tüm tedbirlere hassasiyetle riayet etmeyi sürdürmeliyiz. Önümüzdeki günlerde başlayacak çeltik hasadı için, ton başına baldo çeşidi için 5 bin 500 lira, osmancık çeşidi için 4 bin 500 lira, luna çeşidi için 4 bin lira alım fiyatı uygulanacaktır. Hasat döneminin ve alım fiyatlarının çeltik üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Kaynak: AA