İzmir'de 30 Ekim 2020'de yaşanan ve 115 kişinin yaşamını yitirdiği depremden sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında, 10'u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremden sonra tamamen yıkılan Rıza Bey Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı. Davanın ilk duruşması başladı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu 4 sanık SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile katılırken, tutuksuz 5 sanık ve davacılar ile taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.

"İZMİR'DE BİLE DEĞİLDİM"

CAMİDE ACI OLAY! NAMAZ KILARKEN BİR ANDA YERE YIĞILDI CAMİDE ACI OLAY! NAMAZ KILARKEN BİR ANDA YERE YIĞILDI

SEGBİS aracılığı ile ifadesi alınan tutuklu sanıklardan yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nın mimarı olarak projede imzası bulunan Ali Serdar Bayram, resmi evraklara mimar olarak formalite amacıyla imza attığını ancak fenni mesul olarak herhangi bir işlemde bulunmadığını söyledi. 150 gündür cezaevinde olduğunu hatırlatan Bayram, “Bu olayın meydana gelmesinden dolayı çok üzgünüm. Neden cezaevinde olduğumu sorguluyorum. Mimarı ben olarak görülmeme rağmen bu projeyi ben çizmedim. Fenni mesul olarak görülüyorum ama böyle bir sözleşmem yok. Rıza Bey Apartmanı'nın inşaatının devam ettiği yıllarda İzmir'de bile değildim” sözleri ile suçsuz olduğunu beyan etti.

ZARİFE DOĞAN'IN BABASI KONUŞTU

Duruşmanın görüldüğü İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi salonundaki SEGBİS'te meydana gelen arıza nedeniyle diğer tutuklu sanıkların ifadeleri alınamayınca, mahkeme salonunda hazır bulunan tutuksuz sanıkların ifadelerine geçildi. Bu sırada Rıza Bey Apartmanı enkazında yaşamını yitiren Diş Hekimi Zarife Doğan'ın babası ise mahkeme başkanına “Bu canavarların hiçbir yalanına inanmayın” dedi.

Rıza Bey Apartmanı sakinlerinden tutuksuz sanık T.Ö. ise ifadesinde, eşi ve eşinin iki yeğeninin vefat ettiğini, kendisinin ise enkazdan sağ olarak çıkarıldığını aktararak, “Binada yapılan kentsel dönüşüm toplantılarının çoğuna çalıştığım için katılamadım. Bu toplantılarda ne konuşulduğundan haberim yok. O binada eşimi ve yeğenlerimi kaybettim. Sağlam olmadığını bilsem ben de oturmazdım” şeklinde konuştu.

İzmir'de daha önce yaşanan depremlerde binada bazı çatlaklar olduğunu belirten T.Ö., “Binanın depreme dayanıklı olup olmadığını bilmiyorduk. Bazı depremlerde hafif sallantılar oluyordu”  ifadesini kullandı.

"RAPOR ALMAK İÇİN TOPLANTILAR YAPTIK"

Geçmiş dönemlerde Rıza Bey Apartmanında yöneticilik yapan tutuksuz sanıklardan A.C.A. da eşinden boşanmasının ardından binadan taşındığını, eşi ve çocuklarının binada oturmaya devam ettiğini söyledi. Depremde iki çocuğunu kaybeden A.C.A., “İzmir'de 2005 yılında yaşanan depremin ardından bazı kolonlarda çatlaklar meydana geldi. Bunun ardından binanın depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda Dokuz Eylül Üniversitesinden rapor almak için toplantı yaptık. Toplantıda çoğunluğu sağlayamadığımız için rapor başvurusu yapmadık. Söylendiği gibi binanın çürük raporu yoktu. Ağır tonajlı araçlar geçtiği zaman binada sallantılar oluyordu” şeklinde konuştu.