Suriye’de muhaliflerin geriye kalan son kalesi olarak kabul edilen İdlib'in kuzeyinde Beşar Esad yönetimine bağlı birliklerin topçu atışı sonucu 5 Türk askerinin şehit olması, 5 askerin de yaralanmasıyla son bir haftada şehit sayısı 13’e yükseldi. Bölgede yaşanan gerilim, Ankara-Şam hattında 'ilan edilmemiş bir savaş mı başladı' yorumlarına neden oldu.

Ancak genel kanı sürecin diplomasi yoluyla çözüleceği, gerilimin düşürülmesinde ise Rusya kanalıyla bir müzakere süreci yapılacağı. İdlib gözlem noktalarına yönelik saldırılar zinciri 2018 Ocak ayında askeri konvoya yönelik saldırıda bir sivil görevlinin öldürülmesiyle başladı, bu süreçte çok fazla havan saldırısı yapıldı ve şehit verildi.



'Savaş Değil, Yüksek Yoğunluklu Çatışma'


21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi Başkanı ve emekli albay Erol Bural, Suriye’nin İdlib bölgesinde özellikle son bir haftada yaşananların savaş seviyesinde olduğunu düşünmüyor, daha ziyade “yüksek yoğunluklu çatışma” olarak değerlendiriyor.

Erol Bural, “Savaş olarak isimlendirmek uygun olmayabilir... Bu durumu daha çok yüksek yoğunluklu bir çatışma olarak niteleyebiliriz. Şehit verdik, yaralılarımız var. Geçen hafta zaten bir acı olay daha yaşamıştık. Onun üzerine Pazartesi beş askerimizin şehit olduğu saldırı yaşandı. Bu nedenle Türkiye’nin de bir cevabı olacaktır kaçınılmaz olarak. Bir yandan da Ruslarla görüşmeler de sürüyor. Hiçbir ülke çatışmaya girmek istemez. Mümkünse anlaşma yoluyla, ağırlıklı olarak diplomasiyle çözüm istenecektir. Ancak bugünkü saldırıya karşılık da cezalandırıcı bir cevap beklenmeli.”



'Rejim Çekilmezse Askeri Harekatın Dozu Artabilir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Esad rejimine ültimatom vermiş, “rejim şubat ayı içinde gözlem noktalarının gerisine çekilmezse gereği yapılacak” demişti.

Erold Bural’a göre rejim şubat sonunda çekilmezse askeri harekatın dozu artabilir.

“Türkiye bu krizi bu yolla çözmek istediği için diplomasi kanalını açık tuttu, karşı tarafa süre verdi,” diyen Bural, Türkiye’nin son dönemde İdlib’de güçlü bir yığınak yapmasının sebebini ise, rejimin İdlib şehir merkezine girmesini engellemeye yönelik diyor.

DEPREM YARDIMLARINI EVE GÖTÜREN EMNİYET MÜDÜRÜ HAYATINI KAYBETTİ DEPREM YARDIMLARINI EVE GÖTÜREN EMNİYET MÜDÜRÜ HAYATINI KAYBETTİ

Türkiye Pazartesi günkü saldırının ardından İdlib’e 100’ün üzerinde zırhlı araç daha konuşlandırdı.

Erol Bular, “Sınırımıza gelen 1 milyon kişiden bahsediliyor. İdlib şehir merkezinde de 2 milyon insan daha var. Rejimin şehir merkezine girmesi demek, askeri taktik olarak hedef göstermeksizin uçaklarla hava harekatı yapması demektir. Bu yöntemle yerleşim yerlerini boşaltıp ardından ele geçirmek üzere bir taktik izliyorlar. İdlib'de yaşayanlar rejimin yoğun hava harekatının ardından Türkiye sınırına kaçacaklar. Bu da ilave en az 1 milyondan fazla insanın sınırımıza gelmesi demek. Böyle bir şey olursa büyük bir felaket olur” ifadelerini kullandı.

Suriye'de Son 9 Yılın En Büyük İnsanı Felaketi Yaşanabilir

Son iki haftada yaşanan çatışmalarda yaklaşık 150 bin Suriyelinin yerinden edildiği tahmin edilirken, yardım kuruluşları önlem alınmaması durumunda Suriye'de son 9 yılın en büyük insanı felaketinin yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi'ne bağlı bir Suriye uzmanı olan Navar Şaban da aynı fikirde.

Navar Şaban, “Bir haftadır yaşananlar ve Pazartesi günü gerilimin yeniden tırmanması bir savaş deklarasyonu değil, ama şurası kesin ki bu tamamen yeni bir aşama ve bu aşamada da askeri etkileşim daha güçlü olacak” dedi. Şaban, “Bu aşamada Türkiye daha fazla kara birlikleri ve askeri teçhizat gönderecek ve İdlib’de bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni askeri olarak daha fazla destekleyeceği beklenebilir” ifadelerini kullandı.

Merkezi Ankara’da bulunan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'ndan (TEPAV) güvenlik uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan ise, önümüzdeki dönemde Putin’in araya girerek ortalığı sakinleştireceğini, ancak sürecin bir savaş boyutuna ulaşmayacağını düşünüyor.