Ortaca’da seçimin üzerinden 15 ay geçmesine, ilçe başkanının göreve gelişinin 2 yılını doldurmasına günler kala yapılan ilk açıklama, kamuoyunun merakını gidermekten çok yeni sorular doğurdu. CHP Ortaca İlçe Başkanı Özcan Özsoy’un uzun bir sessizliğin ardından “zorunluluk” gerekçesiyle yaptığı açıklama, bazı temel başlıklara değinmiş olsa da, kent halkının asıl merak ettiği soruların çoğu yanıtsız kaldı. O hâlde biz de yerel yönetimin kamuoyu önünde açıkça yanıtlaması gereken bazı soruları bir köşe yazısı aracılığıyla hatırlatalım.
İlk olarak, CHP İlçe Başkanı Özsoy açıklamasında “liyakat esaslı işe alım” vurgusu yaptı. Ancak ortada dolaşan duyumlar, bazı kadrolaşmaların partizan ilişkilerle yapıldığı yönünde. Madem öyleyse, bir teklifimiz var:
Belediyedeki işe alımların liyakate göre yapıldığı iddiası doğruysa, sadece çalışanlar arasında, bağımsız ve tarafsız bir yapı tarafından yapılacak kapalı oylamaya neden izin vermiyorsunuz?
Gelelim fuar meselesine... Belediye standında, CHP'li meclis üyesine ait bir otelin broşürlerinin dağıtıldığı iddiaları karşısında yapılan açıklama, suya sabuna dokunmaktan uzak. Oysa halk şunu merak ediyor:
İstanbul EMITT ve Almanya Berlin fuarlarındaki belediyeye ait olmayan özel bir otelin tanıtım broşürlerinin, belediyenin resmî standında yer almasına kim izin verdi? Bu tanıtım faaliyetinin belediyenin bilgisi ve onayı dâhilinde gerçekleştiğini söyleyebilecek misiniz?
Kaçak yapı konusuna gelince… Ortaca’nın merkezinde, belediyeye 50 metre uzaklıkta bir alanda inşa edilen kafe hakkında yıkım kararı verildiği söyleniyor. Fakat inşaat belediye personelinin yardımıyla mı yapıldı? Cezalar kesildi, evet ama...
Ortaca’da kaçak olduğu belgelenen bu kafe için gerçekten yıkım kararı alındı mı? Alındıysa, bu karar ne zaman uygulanacak? Tanıtım aşamasında ilçe başkanının yer aldığı bu yapı, yıkılırken de aynı ilgiyle takip edilecek mi?
Yine kaçak yapı demişken, Dalaman Kille Koyu’ndaki tek bir yapının yıkımına tepki gösteren ilçe başkanının, yüzlerce kaçak yapının bulunduğu Ortaca’daki sessizliği düşündürücü. Bu durumda halk şu soruyu yöneltiyor:
Kille Koyu’ndaki yıkıma tepki gösteren parti yöneticileri, neden Ortaca’daki onlarca kaçak yapı hakkında sessiz kalıyor? Çifte standart mı uygulanıyor?
Ve elbette, Zeytinli Rock Festivali... Geçen yıl büyük tartışmalara sahne olan organizasyonun ardından belediye meclisi yalnızca 1 yıl için yetki verdi. Ancak belediyenin 3 yıllık sözleşme imzaladığı ortaya çıktı.
Ortaca Belediyesi Meclisi’nin yalnızca 1 yıl için yetki verdiği Zeytinli Rock Festivali organizasyonunda, bu yetki nasıl oldu da 3 yıllık bir sözleşmeye dönüştü? Bu durum yetkinin kötüye kullanımı değil midir?
Üstelik bu 3 yıllık sözleşmeye imza atılırken, ileriki yıllarda izin alınacağı nasıl varsayıldı? Kim böyle bir garantiyi verdi? Planlama nasıl yapıldı?
2025 ve 2026 yılları için gerekli izinleri alacağınızın garantisini kim verdi? Ortada resmi bir yazı, protokol ya da taahhüt var mıydı? Yoksa her şey varsayımlarla mı yürütüldü?
Bu sorulara hâlâ net bir yanıt verilmiş değil. Ama daha da önemlisi şu: Festival iptal edildi, organizasyon firması bilet sattı ve halk mağdur oldu. Şimdi konuşulan konu şu:
Ortaca Belediyesi, organizasyon firmasına tazminat ödeyecek mi? Ödenecekse miktarı ne olacak ve kamuoyuyla paylaşılacak mı?
Son olarak da şu can alıcı soru:
Tazminat ödenecekse bu para nereden karşılanacak? Vatandaşın cebinden çıkan belediye bütçesinden mi, yoksa bu plansız işin altına imza atan yönetimden mi?
Ortaca halkı, bu soruların cevabını merak ediyor. Ve daha da önemlisi, hesap sorabilen bir yerel demokrasiyi hak ediyor.