Yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: "Bundan 9 yıl önce, Gezi parkında ağaçlarının katledilmesine, betona, ranta, yaşam alanlarına ve yaşam tarzlarına saldırılmasına, polis şiddetine, ülkenin ilerici birikimiyle hesaplaşılmasına ve iktidarın faşist uygulamalarına karşı bütün ülkede onurlu bir direniş eylemi olarak tarihe geçen Gezi eylemleri, 9 yıl sonra bugün bir hükümet aygıtına dönüşen yargı eliyle mahkûm edilmeye çalışılıyor. Tarih önünde açık ve net bir şekilde ilan ediyoruz. Gezi eylemleri hakkında dün AKP yargısı eliyle verilen kararlar halk nezdinde hükümsüzdür. Bu karar, halkın gücünden ve iradesinden korkan AKP'nin, halka sopa sallaması ve itiraz eden herkesi yargı eliyle sindirme girişimidir. Biz salladığınız sopaya değil gözlerinizdeki korkuya bakmaya ve var gücümüzle haykırmaya devam edeceğiz; “Susmuyoruz, korkmuyoruz, biat etmiyoruz. Gezi ruhuna sonuna kadar sahip çıkıyor, bir adım bile geri atmıyoruz.”

"MAHKUM EDİLEN HALKTIR"

"Gezi direnişi bu ülkenin yüz akıdır. Bu ülkenin yurttaşlarının, gençlerinin, kadınlarının, emekçilerinin aydınlık bir ülkede kardeşçe, hakça, eşit bir biçimde yaşama arzusudur. Bugün de, bu meşru talebimizin arkasındayız. Meşru mücadelemize ve direnme hakkımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Halkın direnme hakkı yargılanamaz. Gezi, ağaçların, parkların, yaşam alanlarının, mahallelerin, meydanların, ormanların, sahillerin, köylerin ve kentlerin ortak müştereklerimiz olduğunun ilanı ve bu uğurda direnişinin adıdır. Bu ülkenin sahibi gözü yağma ve talandan başka bir şey görmeyen bir avuç zengin değil, bu zenginlikleri yaşamları pahasına üreten ve yokluğa mahkûm edilen halktır. Gezi, her gün iş cinayetlerinde katledilen emekçinin, şiddete uğrayan kadının, eğitim hakkından yoksun bırakılan öğrencinin, açlığa mahkûm edilen emeklinin, seçmen iradesi kayyum marifetiyle gasp edilen, yokluğa ve çaresizliğe itilen halkın, onuruna sahip çıkan milyonların sesidir.Halkın sesi susturulamaz."

"DEŞTİN'İ, AKBELEN'İ SANDRAS'I VERMEYECEĞİZ"

Bugün tüm yurtta olduğu gibi Muğla’da da AKP’nin talan politikalarına ve sermayenin rant iştahına karşı her bir karış toprağımızı, ormanlarımızı, kıyılarımızı, köylerimizi, zeytinliklerimizi korumak için Gezi’deki aynı kararlılıkla direniyoruz. Dün nasıl Gezi parkını vermediysek bugünde Deştin Çayını, Bayır ovasını, Akbelen Ormanı’nı, Bargilya Tuzlasını, Sandras dağını vermeyeceğiz diyoruz. Yaşam alanlarının talanına karşı halkın direniş hakkı meşrudur ve yargılanamaz. Gezi bizim için çocuk yaşta bizden koparılan Berkin'dir, Ethem'dir, Ahmet Atakan'dır, ara sokaklarda dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’dır. Abdullah Cömerttir, Hasan Ferit Gedik'tir, Mehmet Ayvalıtaş'tır, Medeni Yıldırım'dır. Onların katillerinin henüz yargılanmadığını unutmadık, unutmayacağız. Geziye sahip çıkmak Gezi'de kaybettiklerimize karşı da boyun borcumuzdur.

MUĞLA ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN KIRSAL MAHALLELERE YANGIN UYARISI MUĞLA ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN KIRSAL MAHALLELERE YANGIN UYARISI

"GEZİ DİRENİŞÇİLERİ SERBEST KALANA KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK"

"Akp'nin ülkeyi sürüklemek istediği karanlığa karşı, Gezi'de olduğu gibi bugün de direnmeye, boyun eğmemeye, memleketin her köşesinde toprağımıza, parklarımıza, ormanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğimizi, bu daha başlangıç mücadeleye devam diyeceğimizi buradan ilan ediyoruz. Hiçbir meşruiyeti kalmamış hukuksuz bir rejimin rehineleri olarak dün ceza verilen Gezi direnişçisi arkadaşlarımız serbest kalana kadar ve bu hukuk faciası niteliğinde kararların arkasına saklanarak korkularını gizlemeye çalışanlar halk önünde hesap verene kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi Gezi'de kaybettiklerimiz canlarımızın hatıraları önünde bir kez daha haykırıyoruz. Gezi Halktır, Halk Yargılanamaz."

Kaynak: AltarZeyhan