Isparta’da üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Muğlalı Güleda Cankel'i öldüren Zafer Pehlivan'a, Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 20 Ağustos 2020 tarihinde, müebbet hapis cezası verilmişti. Cankel ailesinin istinaf mahkemesine 2 Aralık 2020 tarihinde yaptıkları başvurunun, 14 Aralık 2020 tarihinde reddedilmesi üzerine, 25 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay’a yaptıkları başvuru da 11 Ocak 2022’de reddedildi ve sanık Pehlivan’ın müebbet hapis cezası hükmü kesinleşti.

Aile Yargıtay kararı üzerine 7 Mart 2022’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.

Anayasa Mahkemesi’nde de olumsuz karar alınırsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyleyen Cankel ailesinin avukatı Alev Öztürk şunları söyledi:

"7 Mart’ta adil yargılanma talebimiz elimizden alındığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurunuzu yaptık. Dosya kapsamı ve davanın ilerleyiş sürecine baktığımızda hukukun işlemediği, dosyadaki mevcut delillerin göz ardı edildiği, bizim beyanlarımızın dikkate alınmadığı, ölü bir kadının ardından sanığın, karşısında onu yalanlayabilecek birinin olmamasının verdiği rahatlıkla birçok iddiada bulunmuştu. Mahkeme sadece bunları dikkate aldı. Bizim hiçbir beyanımızı dikkate almadı. Bizim dosyaya sunmak istediğimiz deliller vardı onları da dikkate almadı. Bu hükmün arkasından kararın bozulması için istinafa başvuru yaptık. İstinaf da 6 günde ret kararı verdi. Bu zaten başlı başına adil yargılanma hakkımızın elimizden alındığının göstergesiydi."

PARANIZ YANMASIN, TATİL PLANINIZ ZEHİR OLMASIN! PARANIZ YANMASIN, TATİL PLANINIZ ZEHİR OLMASIN!

“ANAYASA MAHKEMESİ’NDE GEREKÇELERİN DİKKATE ALINACAĞI UMUDUNU TAŞIMIYORUM”

Öztürk, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bundan sonraki süreçte çok umutlu olduğumu söyleyemeyeceğim. Çünkü davanın en başından beri ortada planlanmış, tasarlanmış bir cinayet söz konusuydu. Dosyadaki tüm delillerde ortadaydı. Herkes artık bunu biliyor. Sanığın kendi eliyle yazdığı mektup vardı, Güleda'yı öldüreceğine sonra kendini öldüreceğine dair. O gece Güleda'yı evde alıkoyması, darp etmesi. Bunun üzerine vatandaşların ihbar edip karakola gidilmesi, Güleda'ya açıkça, 'Seni 12'ye kadar öldüreceğim sonra da kendimi öldüreceğim, onun için geldim' demesi. Bunların hepsi tasarlamaya çok bariz delillerdi ama hiçbiri ne yerel mahkemece ne Bölge Adliye Mahkemesi’nce ne de Yargıtay'ca dikkate alındı. Anayasa Mahkemesi'nde de gerekçelerimizin çok dikkate alınacağı umudunu taşımıyorum. Çünkü artık kadına yönelik şiddet davalarında mahkemelerin, hakimlerin, savcıların sistematik bir cezasızlık yönünde uygulama yaptığını, dosyalardaki birçok delile rağmen sanıklara yok haksız tahrik indirimi, yok iyi hal indirimi gibi gerekçelerle çok az ceza vermeleri, artık ülkede kendini çok bariz gösteriyor.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİR FELSEFEYDİ”

Özellikle İstanbul Sözleşmesi'nden el çekildikten sonra yargılama da bu çok daha fütursuzca yapılmaya başladı. İstanbul Sözleşmesi'ni her ne kadar uygulatamamış olsak da İstanbul Sözleşmesi bir felsefeydi ve bir şekilde topluma ve devletin kurumlarına o felsefe yansıyordu, bir baskısı vardı. Bir gece de hukuksuzca el çektik ve süre daha kötü gitmeye başladı.

Bundan sonrasında eğer buradaki talebimiz de ret olursa AİHM’ye başvuracağız. Oradan bir umut taşımak istiyorum. Çünkü burada dikkate alınmayan şeylerin en azından orada dikkate alınacağını düşünüyoruz, adaletin tecelli edeceğini ve Türkiye’nin bir tazminata mahkûm olacağını düşünüyorum.

“KADINA YÖNELİK SUÇLARDA İNDİRİM UYGULAMAYACAĞIZ DENMESİ SAMİMİ DEĞİL”

Ceza Kanunu'nda birtakım değişiklikler yapılmaya çalışılıyor. Bunların hepsi tamamen göz boyama. Bunların hepsi İstanbul Sözleşmesi'nde vardı ve emrediyordu. Nitekim İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmadığı çok net dosyadır Güleda'nın dosyası. Hem polislerin gerekli koruma tedbirlerini almaması hem de İstanbul Sözleşmesi'nin 'Partnere karşı işlenen suçlarda da ağırlaştırılmış ceza vereceksin' hükmüne uyulmaması. Hem İstanbul Sözleşmesi'nden el çekip hem de Ceza Kanunu'nda kadına yönelik şiddet suçlarında indirim uygulamayacağız denmesi tabi ki bizler için samimi değil, gerçekte değil.”

NE OLMUŞTU?

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi Güleda Cankel, 19 Kasım 2019’da kaldığı apartta eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Pehlivan hakkında "tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmış, mahkeme heyeti sanığa "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası vermişti.

Kaynak: ANKA