Ankara'da yaşayan su tesisatçısı B.D., 2015 yılında 15 yaşında olan kızı M.D.'ye (23) cinsel istismarda bulundu. B.D., kızını tehdit ederek "Annene söylersen seni de ağabeyini de öldürürüm" diyerek suçunu gizlemeye çalıştı. Olaydan sonra hamile kalan M.D., babasının tehdidi sonucunda gerçekleri açıklayamayarak erkek arkadaşını suçladı. Ancak bir süre sonra gerçek ortaya çıktı ve B.D., DNA testiyle bebeğin biyolojik babası olduğu tespit edildi.

B.D., 2016 yılında tekrar kızını cinsel istismara uğrattı ve bu kez M.D. yeniden hamile kaldı. Doğumdan hemen sonra bebeğini evlatlık veren M.D., 2019 yılında cesaret bulup annesine yaşadığı dehşeti anlattı. B.D. tutuklandıktan sonra yargılanmaya başlandı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, B.D.'nin suçunu değişik zamanlarda gerçekleştirdiği sabit görüldü. Mahkeme, B.D.'ye 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan 64 yıl 1 ay 15 gün, 'Tehdit' suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. B.D., mahkemenin kararını kabul etmeyerek suçlamaları reddetti. Mahkeme, B.D.'nin cinsel istismar eylemini farklı zamanlarda düzenli olarak işlediği için cezanın yarı oranda arttırılmasına karar verdi. Ayrıca, öz kızına cinsel istismar suçunun sabit olduğunu belirten mahkeme, B.D.'nin cezasında indirim uygulamadı. Bu olay, cinsel istismar suçlarına karşı yargı sisteminin sert bir tutum sergilediği bir örnek oluşturdu.