Cevheri Güven, Mayıs 2017'de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Nokta Dergisi'nin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle yargılandığı davadan, "İç savaş çıkarmaya çalışmak" suçlamasıyla 22,5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak o dönemde yurtdışında olduğu için tutuklanamamıştı. Halen daha "kaçak" olarak yurtdışında yaşamını sürdüren Cevheri Güven, YouTube kanalı üzerinden yayınladığı videolar ile ülke gündemine dair yorumlarda bulunmaya devam ediyor. FETÖ'nün medya yapılanması davasında hapis cezası alan ve hakkında yakalama kararı bulunan "kaçak" Cevheri Güven'in sosyal medyadaki video ve yazılarının odağı; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti, Cumhur İttifakı, MHP ve iktidara yakın siyasi veya iş insanı olan birçok isimden oluşuyor.

FETÖ'nün medya yapılanması davası kapsamında 22,5 yıl hapis cezası alan ve kaçak olarak yurtdışında yaşayamaya devam eden ancak Türkiye hakkında yorum ve vidolar yayınlamayı sürdüren Cevheri Güven, bu kez Son Kabadayı Alaattin Çakıcı'ya yönelik Demir-Çelik fabrikasına "çökme" iftirasında bulundu. Daha önce de Sedat Peker'in Hulusi Akar ve Hakan Fidan ile anlaştığı iftirasını atan "kaçak" Güven'in videosundaki iftiralarına cevap gecikmedi. Baş Danışmanı Gazeteci Ferhat Aydoğan aracılığı ile kamuoyu açıklaması yayınlayan Alaattin Çakıcı'nın cevabı şu şekilde; 

Kamuoyuna saygılarımla;

Cevheri Güven denen FETÖ'cü bir vatan haini 10 saat önce yayınladığı YouTube videosunda, Payas'taki Demir-Çelik fabrikası NURSAN ile ilgili oraya Erol Evcil ile birlikte çöktüğümü iddia ediyor. Bu fabrikanın Cevher Güven'in ifadesiyle 2015'in sonundan beri bankalara ve piyasaya milyonlarca dolarlık borcu varmış. Bunu kendisi de ifade ediyor.

Evet, Erol Evcil benim arkamdaşım ve dostumdur.

Tahliye olmadan evvel son beş yıl Ege Metal'in o günkü diğer ortağı olan Mustafa'dan param karşılığı hisseleri satın alıp Erol'un ailesinden birine devretmiştim. Bunlar resmi belge, görüntü ve ses kayıtlarıyla bellidir. Ben hakkımı devrettiğimden itibaren son beş yıldır Erol'un kendisiyle konuşmuyordum. O da İzmir-Şakran cezaevinde yatıyordu. Cezaevi kayıtlarında karşılıklı hiçbir irtibatımızın olmadığı bellidir. Doğru, Hüseyin Eryılmaz, benim Yalıkavak Marina'daki tekneme gelerek Erol Evcil'e faizle para verdiğini ve 50 milyon Dolar alacağı olduğunu söyledi. Yine onunla birlikte gelen Özer Holding'in sahiplerinden ve kendisini çok eskiden tanıdığım Kazım Özer, Ozan Çelik'in de Erol Evcil'den alacağı olduğunu söyledi. Ben de kendilerine yemek yedirdim. Bu Kazım Özer kafasından bu işin arkasında Ankara'da devletin olduğunu söyleyince ben de telefonu verdim, aç konuş hepimiz duyalım dedim.

Bu sefer kıvırttı.

"Yok, onlara yakın birileri" gibi ifade etti.  Ben de bunlara dedim ki, sakın Erol'a dokunmayın. Bunlar Erol'a kötü düşünüyorlardı. Anladığım kadarı ile kiralık katil arıyorlardı. Dedim ki; "Erol'u öldürecek adam önce beni öldürecek, bunu kafanıza sokun. Bana borcu var, önce bana borcunu ödeyecek daha sonra size borcu varsa, eğer parası da varsa, adamsa öder." Bahsedilen şu anki Belediye Başkanı'nı tanımam. Erol'un, Sivas Demir-Çelik Fabrikası ile hiçbir dönem hiçbir ilişkim olmamıştır. Ben, ömrümde, 1974 yılında bir defa İskenderun'a gittim, onun dışında hayatımda hiçbir zaman İskenderun'a gitmedim. Bahsedilen Keleş ailesini tanımam.

"Alaattin Çakıcı'nın yeğeninin şirketi, Nursan'ı kiraladı." diyor.

Benim soyadımı taşıyan hiçbir yeğenimin, ABA denilen bir şirketle bağlantısı yoktur. On, on beş ghün evvel insanları sokağa döken muhalefet ve uzantıları, işbirlikçileri olan FETÖ'cüler, AK Parti ve Cumhur İttifakı'na zarar vermek için MHP'yi, İskenderun Belediye Başkanı'ndan dolayı, Sabah Gazetesi ile ilgili de Sayın Devlet Başkanı ve Sayın Süleyman Soylu'yu, bu çirkin senaryoya alet etmek istemektedirler.

Benim, Payas ve Nursan ile ilgili hiçbir ilişkim yoktur.

Ama Erol Evcil dostum ve kardeşimdir. Devletin dışında biri canına kastederse önce beni öldürmesi gereklidir. Kendisinin yasadışı bir işi varsa devlet ondan da benden de herkesten hesap sormasını bilir.

ERDOĞAN İLE ÖZEL NE GÖRÜŞTÜ? İLK AÇIKLAMA GELDİ ERDOĞAN İLE ÖZEL NE GÖRÜŞTÜ? İLK AÇIKLAMA GELDİ

Hayatımda hiçbir insanına malına çökmedim, devletin geriye yönelik tüm arşivleri araştırılsın. Devletin bankalarını soyanları, çok eskiden zaman zaman o soyguncuları soydum. Millet ile beraber de yedim. Bunu mahkemelerde de ifade etmiştim. Şu anda devletin bütün birimleri ne yaptığımı, nereye gidip geldiğimi, ne iş yaptığımı harfiyen bilmektedir. Hapishaneden çıktığımdan beri Türkiye'deki bazı arkadaşlarımı ziyarete gittim, aylardır da İstanbul ve Bodrum'un dışında hiçbir yere gitmedim.

Muhalefet, Amerika ve Avrupa ülkerinin maşası olan bu FETÖ'cüler hep birlikte Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'na düşman oldukları için durmadan bir şey üretip ülkeyi karıştırmak istemektedirler.

İkide bir "Mafya Devleti" diyorlar.

Herhalde bu mahalefet, mafya kavramının ne anlam taşıdığını bilmiyor. Uluslararası beyaz kadın ticareti, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, kara para aklama işini yapanlar mafya mensubudur. Ben iki defa Avrupa'da yakalandım. Bana kara para, kaçakçılık, uyuşturucu ile ilgili hiçbir soru sormadılar. Sadece Avrupa'daki bazı cinayetlerle ilgili soru sordular ve bunlar benim iade dosyamda da mevcuttur. Türkiye Cumhuriyeti'nde de hiçbir dönemde narkotik ve mali şubeye uğramadım.

1980'de uğrak yerim siyasi şube, asayiş şube ve daha sonra oradan ayrılan organize şubeydi.

Buralara uğramayıp, yurtdışında da iki defa yakalanıp dünya gündemine oturdum ve bana hiç o konularla ilgili soru sorulmadı. 

Ne kadar ortalıığı karıştırmaya çalışmak isteseniz bile batılı FETÖ'cü hainlerle birlikte; ne iktidara gelebilirsiniz ne de Cumhur İttifakı'na zarar verebilirsiniz. 

Yasaları kim ihlal etmişse, ben ettim 27 yıl yattım; şu anda ben, Erol Evcil veya Türkiye'de herhangi birisi yasaları ihlal etmişse devlet hesap sormasını bilir.

Kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Alaattin ÇAKICI