Sözcü Gazetesi'nden Başak Kaya imzalı habere göre, Toprak, aklı ve bilimi dışlayan iktidarın ülkeyi tek kişinin o günkü ruhsal durumu, şahsi tercihleri ve hevesleriyle yönettiğini, deneme yanılmayla yönünü aradığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD, Almanya, Fransa, Kanada'nın da aralarında bulunduğu 10 büyükelçinin, AİHM'nin Osman Kavala kararının uygulanması talebiyle yayınladıkları bildiriden sonra istenmeyen kişi ilan edilmeleri açıklamasıyla alakalı ise Toprak şöyle konuştu:
"Ağırlıkla içe dönük bir politik hamle olsa da ağır uluslararası yansımaları ve bedelleri olabilecek, sonuçları hesaplanmadan, devlet aklı dışlanarak ifade edilmiş bir söylemdir. Trump'ın telefonuyla Rahip Brunson'ı, Merkel'in telefonuyla Deniz Yücel'i, Macron'un telefonuyla Fransız gazeteci Loup Breau'yu yargıya talimat verip serbest bıraktıran Erdoğan değil miydi? Şiir okuduğu için aldığı hapis cezasını yıllardır siyasi mağduriyet malzemesi yapan AKP Genel Başkanı, o dönemde Yargıtay'ın onama kararına karşı ABD hükümetinin desteğini ileten İstanbul Konsolosu Carolyn Huggins'i makamında ağırlayıp medyaya poz vererek ‘ABD desteği arkamda' mesajları verirken, ABD konsolosuna ‘siz kimsiniz ya, Türk yargısının kararından siz ne?' dedi mi? Hayır.
AİHM kararının uygulanmasını talep eden elçileri sınır dışı etmesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi gündeminde de yer alan aynı konudan dolayı Türkiye'ye yaptırım hazırlıklarını hızlandırabilir. İstenmeyen kişi ilanı, savaş ilanından önceki bir adımdır. Böyle bir sınır dışı hamlesi, Erdoğan-Biden Roma buluşmasının iptalinden, AB'nin sınır dışı edilen ülkelerle dayanışma için topyekun Türkiye'deki büyükelçilerini çekmesine kadar dayanabilir ve siyasi-ekonomik-diplomatik faturası çok ağır olur."
Kaynak: Sözcü
