Ulusal medyadan duyduğumuz ancak önünü arkasını, fikri takibini merak ettiğimiz sorular var.

Bunlar, Muğlalılar'ın bana sorduğu ancak benim de yanıtlarını bilmediğim sorular. En sağlıklı yanıtı sizden alırız diye size sormak istedim Sayın Ayaydın.

Öncelikle Fethiye ve Marmaris Körfezi ile ilgili sonunda bir aksiyon alınmasına çok sevindik. Zira 2019 yerel seçim arefesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Fethiye mitinginde bu kirlilikten bahsetmiş 250 Milyon TL'lik bir yatırımla bu gemilerin gelip burada temizlik yapması gereğini dile getirmişti. Tam 5 yıl önce Çevre Bakanı Fethiyelilere "artık kaybedecek bir 5 yılı yok körfezin" diye seslenmişti. Haber arama motorlarından rahatlıkla ulaşılabilir. Sonra Fethiye Belediyesi CHP'ye geçti. O gün bugündür de bir daha maalesef kimseye anlatamadı Marmaris Çevrecileri Derneği raporların vahametini. Öyle ki Fethiye'nin en önemli sorunlarını dile getirmeye çalışan bu dönemin aday adayları bile "otopark, imar ve trafik" dedi. Sıralamaya körfez kirliliği girmedi bile. Hatta o dönem yaptığım instagram yayınında "körfez bu şekilde kirlenmeye devam ederse bu üç sorunun da kalmayacağını" dile getirmiştim.

Sayenizde gelinen nokta çok değerli. Fakat aşama aşama bilgilenmek ve fikri takibimizin önünün açılmasını rica ederiz.

Gemiler şimdiye kadar nasıl bir çalışma yürüttü?

Ne kadarlık bir alan yüksek sezon öncesi temizlenecek ?

Temizlenen alanların temiz kalması için nasıl bir önlem alınacak?

 Yüksek sezon sonrası rota ve takvim ne olacak?

Bir diğer kamuoyunun merakını cezbeden konu ise Akbelen.

Resmi Gazetede yer alıp sizin gayretlerinizle iptal edilen Cumhurbaşkanlığı kararının perde arkası nedir?

Önce savaş gibi olağanüstü hal gerektiren bir aciliyetten bahsedilirken birden bire bu aciliyetin kalkması nasıl mümkün oldu?

"Yanlış bilgilendirme varmış" iddiası öne atıldı bu doğru mu?

Bahsi geçen Termik Santrallerin enerji arz güvenliği için önemi birçok kez basında konu oldu. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının davalı olduğu mahkemeler, bilir kişi keşifleri ile yakın tarihte  Akbelen'de 105 bin ağaç kesildi. Alttaki kömür rezervi yerli kaynaktan enerji üretimi için vazgeçilmez görüldü ve bu hal yaşandı. Ardından gelen bu karar 40 yıl önce çıkarılan ve bölgede yerleşik köylünün de çok iyi bildiği rotaya devam kararının ikinci büyük adımı idi. Bu karar iptalini nasıl okumamız lazım? Akbelen'in altındaki rezerv çıkarıldıktan sonra iki termik santral kapatılacak mı? 2041'den önce bu termik santrallerin yerine yenilenebilir enerji ile daha temiz üretim yapılmasının önü açıldı diyebilir miyiz?

Doğrusu her iki adımınızı teşekkür ve tebrikle karşılayan Muğla kamuoyu akıbeti hususunda da bilgilenmek istiyor. "Böylece kamuoyu vicdanı bu adımları daha rahat değerlendirecektir" kanaatini taşıdığım için soruları kendi köşemde kamuoyuna açık sizinle paylaşmak istedim.

Sayın Ayaydın, cevabınız gelir gelmez yine buradan yayınlanacaktır.

Saygılarımla.

Her yazımı aynı şekilde sonlandırdığım için, bu yazı açık mektup da olsa yine de geleneği bozmayalım.

Haydi selametle...