Bugün size, herkesin gözleri önünde, her gün yaşanan kayıkçı kavgalarından söz edeceğim.

İlkin kayıkçı kavgası ne demek?

Bu deyimin kökeni nedir? Bunlardan başlayalım;

Kayıkçı Kavgası değimini, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğü, “sonucu olmayan, bıktırıcı münakaşa” diye tarif ediyor.

Bu deyim, “hiçbir yere varmayan, kısır çekişmelerle yapılan kavgaları anlatan bir deyim” olarak da tanımlanıyor.

Bu Kayıkçı Kavgası değimi için, İstanbul’daki kayıkçılar üzerinden kültürümüze katılmış bir deyim de deniyor.

Şimdi gelelim günümüzde yaşanan kayıkçı kavgalarına;

Hem iktidardaki partilerde hem muhalefet partilerinde gördüğümüz kayıkçı kavgaları, kişiler üzerinde yapılıyor.

Yani tüm politikacılar, ulaşılması zor olan bir kayığa sahiplenme sevdasında.

Ve bu tür kavgalar, ne onların işine yarıyor ne de yurttaşları rahatlatıyor.

Gelelim konumuza;

Ne çabukta geçti beş yıl.

Hem de hiçbir şeyden yine ders almadan.

Kimilerine göre memleket yine güllük gülistanlık görünse de aslında değişen bir şey halen yok ve ‘’Bindik bir alamete gidiyoruz gündüz gece misali’’

Her neyse.

Gelelim Yerel de Ortaca’ya.

Bu dönem 31Mart Yerel Seçimler Ortaca’da kıran kırana geçecek gibi.

Anketler ,konuşulanlar, sokağın nabzı ve fake hesaplar dan atılan iddialar sosyal medyada edepsizce yapılan paylaşımlar.

Bakalım sonu nereye varacak.

Halen görevde olup tekrar aday olan bir Belediye Başkanı’na karşı başlatılan linç kampanyasına bu kez fazla yer vermeyeceğim.

Çünkü Ortaca’da her kes birbirini  tanıyor.

Dün abim diyenler bugün kişiliğine saldırıyor. Ayna karşısında kendine bakamayanlar saçıyla sakalıyla uzuvlarıyla eleştirmeye başladılar ki diyecek söz bulamıyorum.

Rahmetli Hasan Karaçelik başkana ihanet edenler şimdi onun yerini doldurmaya çalışıyor.

Entrikalarla ayağını kaydırıp seçimlerde de boylarının ölçülerini almalarına rağmen şimdi polyanacılık oynamanın ne anlamı varsa?

Sokakta karşılığı olmayanların aynı sokağı yönetmek istemeleri ise tam bir muamma.

Tabi yönetirken yönetileceğini de bildiği halde bilmezden gelmek, insana bu neyin hırsı da dedirtmiyor değil.

Yine bir Her neyse dedikten sonra ….

Şura da seçimlere bir buçuk ay kaldı kalmadı.

Beş yıldır Ortaca’ya hizmet eden ve halen görevde olan bir insanı her yaptığının ardından eleştiren bir kesim var.

Günler kısaldıkça ‘’Vurun abalıya’’ misali bir linç kampanyasıdır aldı başını gidiyor.

Sevgili Ortaca’lılar hiç beş yıl geriye gidip bu insan Ortaca’mıza hangi şarttlar da geldi ve görev süresi içerisinde bizlere hangi hizmeti yaptı diye düşündünüz mü?

Düşünmeyenler için bakın ben bir liste hazırladım. Gelin hep birlikte göz atalım.

……………….YAPILANLAR……….

İztuzu Plajının alınması…..Kral Çay bahçesi….Kafe Kefal….Kay Kay pisti….Dalyan Maraş Caddesi….Elektrikli tekne……Belediyenin dijitale geçmesi…Gençlik merkezi…Karakol binasının alınması….Dalyan Pazar yeri…Dalyan Kanalının alınması…22 park….Kapalı yüzme havuzu……Binlerce metre parke taşı yol…40 km asfalt yol…SGK binası…Okullara 8 adet halı saha…Akıncıya spor kompleksi…Köylü sebze Pazar yerinin alınması… Karadonlar’da 42 dönüm…Okçular’da 3 dönüm…Gökbel’de 4 dönüm……Fevziye’de 5 dönüm kamulaştırma….Sarıgerme Halk Plajı…Tuvtürk Gezici araç ve Tuvtürk daimi istasyon yapımı ……Eren bülbül Parkı…..Geri dönüşüm istasyonu….Garajın alınması…..yüzlerce yoksul aileye her gün yemek…..Sarıgerme terfi hattı…Belediyeye TC yazısı….Belediye Pasajının boyanması….Tüpgaz depoları….Tenis kortu.. Su olmayan evlere şebeke hattı götürülmesi….Engelli evlerinin yollarına parke taşı döşenmesi….Bazı kenar mahallelere yağmur suları drenajları…Ekşilik….Ovacık….Tepearası…Eskiköy  düğün salonu…..Hayvan Barınağının iyileştirilmesi…Dalyan İskele çalışması…..Ortaca Düğün salonu….Her hafta onlarca kadınımızın Memografi kontrolüne gönderilmesi…

…………….YAPILACAKLAR………

Adliye yeri…Okul Yerleri.. TOKİ…Doğal gaz…..Parkların devamı…Atatürk Parkının yapımı….Dalyan Kapalı Spor Salonu….Diş Hastanesi tam teşekküllü….Garajın ve giysi pazarının olduğu yere kat otoparkı ve AVM…….Tiyatro salonu….Belediye binası…..Sarıgerme’ye restaurant….Dalyan konferans salonu.

Bir tarafta vaad etmediği halde göreve geldikten sonra bu hizmetleri yapan ve yeniden aday olan bir kişi.

Diğer tarafta beş yıl içerisinde birkaç yardım kolisi dağıtmak la kendinden söz ettiren, yollardaki su patlaklarını bile görevi olduğu halde MBB ne taşımayan. Lağım kokan Dalyan’ın kanalizasyon kapaklarının içerisine iki filtre taktıramayan ve şimdiden ev ev dolaşıp yüzlerce kişiye Belediye de iş sözü veren ( Bu sosyal medyada dolaşan bir iddia) kim nereye alınır alınacak onu bende bilmiyorum.. Hele hele bazı duyum ötesi söylentiler var ki yenilir yutulur gibi değil.

 ‘’İş yerimin önünden geçerken veya sokakta bizleri gördüğünde bir kez merhaba deyip selamlaşmayan şahsa mı oy verelim’’ diyenler… .

Belediye Başkanlığı seçimlerin de partilere değil şahısların kendilerine oy vereceğiz diyenler de ayrı bir konu.

Sevgili ortaca’lılar.

Yok şunun yakını ,şunun kızı, oğlu, torpille Belediyede işe başladı gibi laflara ben değinmek bile istemiyorum. Sanki önceki dönemlerde bunlar olmadı. Bundan sonra ki dönemlerde olmayacak mı. Kim gelirse gelsin olacaktır.

Bu arada Ortaca  Belediyesi için bu eleştirileri yapmadan önce MBB nin kadrosuna bir bakın.

Kim kimin oğlu kızı, kimler kimlerin yakını akrabası.

Yönetenlerin görev öncesi ve görev sonrası mal varlığı nedir?

Aslında bunları araştırmak lazım ya..!

Kim görev süresince ‘’Devletin malı deniz, yemeyen domuz ‘’ olmamışsa benim için yönetici odur.

Bu arada ayyuka çıktığında hiçbir şey yapılmadan geçiştirilen şu adam başı 20 bin liraya MBB itfaiyesine işçi alım konusunu da bi ara yazacağım. Çünkü gelişmeleri halen merak ediyorum.

Yukarıda da dediğim gibi

Bakalım Ortaca’da  bu kavgaya söz konusu olan kayığı kim sahiplenecek.

Kalın sağlıcakla..