Türkiye'de  gördüğüm en heyecansız seçim arefesindeyiz. Halk yorgun ve siyasete yüz çevirmiş durumda. Televizyonda , sosyal medyada halkın gündemi dizi karakterleri. Siyaset tartışmaları yapılan ortamlara ilgi düşük seviyede. Reyting, tiraj raporları ortada!

Siyasi partilerin, ülke genelinde izlediği tavırlarla halktan uzağa düşen halinin faturası,  bu kez iktidardan yüz çevirip muhalefete ağırlıklı olarak kesilebilir.

Halk hizmet istediğini, söylemler ne kadar antipatik gelse de, bu kez denenmemişi deneyerek gösterebilir. 

Neden? Çünkü sol seçmenin sadakatinden vazgeçmese de sandığa gitmekten imtina ettiği, heyecansız, motivasyonsuz bir aşamadayız.

Bu duruma sebep olarak aday seçme sürecindeki üst düzey başarısızlığa, nepotizmin eklenmesi gösterilebilir. Tabi bir de rant kavgasının üst perdeden yaşanırken halkın da bundan haberdar olmasına yer açılmış olması bu da ilgi çeken önemli detaylar arasında.

Muğla'da durum nasıl? 

Gelinen noktada, Muğla'nın siyaset  tablosu bana göre tamamen değişebilir. Kendinden çok emin olanların, hayal kırıklıkları daha yüksek olur. Bu nedenle şimdiden  psikolog, sosyolog araştırmalarına başlamakta fayda var onlar için.

İlçe ilçe baktığımda üçe tamamlanan potalar sol oylarda ikiye bölünme eğilimini açık net gösteriyor. Cumhur İttifakının bozulmamış, millet İttifakının ise derin yaralar almış olması bu halin en belirgin nedeni.

Ancak, CHP örgütünün ön seçim yapılan üç ilçe hariç diğer bölgelerde içine sinmeyen, dediğini dinlemeyen CHP PM'nin dayatması olarak gördüğü, aday açıklamaları da büyük etken. 

Sol seçmen artık "Atatürk'ün Partisi" söylemine bile reaksiyon göstermiyor! Kim farkında bu gerçeğin bilinmez?

Fakat Manisa, İzmir, Muğla, Aydın basın mensubu ve tarafsız bildiğim kim varsa benzer dengelerin altı çiziliyor.

Muğla'da halk pahalı ulaşımdan, patates tarlası yollardan, susuzluktan, elektrik gidince suyu da kaçan musluktan, sokaklara park parası ödemekten, su faturalarındaki atık su bedellerinin yüksekliğinden şikayetçi. 

Muğla'da bir yazı daha susuz geçirmek istemeyen ilçeler ise turizm ve tarımda başı çeken ilçeler. Esnaf ve halk yaşadığını ne unuttu ne de unutacak zamanı oldu. Su ya yoktu, ya pahalıydı ya  da yoldan sokaktan taştı. 

Velhasılı seçmenin artık  fanatik bir parti savunucusu olması için sağlam bir zemini yok. 

Ayrıca demokrasi diye övülerek aktarılan aday enflasyonu geride, bölünmüşlük ve küskünlük bıraktı.

Marmaris, Fethiye, Datça  potalarında iddiasız aday yok. Hiçbir parti için bu ilçeler garanti değil. Buralarda "seçimi kesin şu isim alır" diyebilecek var mı bilmem! 

Bodrum, mesela kendinden çok emin görülse de potaya güçlü bir isim daha eklenmesini bekliyorum. 23 küskün içinde hakkı gözardı edilen 5 iddialı isimden biri çıksa Bodrum bile ezber bozabilir. Bu yaz hizmetsizlikten en  çok yorulan ilçelerden biriydi Bodrum. Bahaneler çok olsa da gerekçeler yetersizdi. 

Her şeyi bir yana bırakalım. Cumhur İttifakı için Seydikemer, Kavaklıdere gibi küçük ama garanti ilçeler  olduğu  aşikar. 

Vakit ikna odalarını terk edip, halkla bir arada olma vakti. Tabi bu Muğla'da görevlendirilen isimler için geçerli.

Bir de bu  görevlendirmeleri yapanlar var. Sanırım onlar için de 1989 ve 1995 yerel seçim tablosunu önüne alıp "bu kez 1989 seçimlerine mi yoksa 1995 seçimlerine mi zemin hazırladık ? " diye sorma vakti!

Haydi selametle...