Duayen kalem Ersin Turan'ın yeni köşe yazısı çıktı. "21. Yüzyılda ve dünyanın gözü önünde yaşanan bu vahşetin adı savaş değildir."
21. Çağda yaşıyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağız.
Ortadoğu’da savaş var ama nasıl acımasız bir savaş yaşandığını ürperti içinde görüyoruz.
Neden ürperiyoruz?
Hastaneler bombalanıyor.
Okullar, camiler, kiliseler bombalanıyor.
Konvoy halinde savaştan kaçanların oluşturdukları konvoylar bombalanıyor.
Sivillerin yaşadığı yerleşim yerleri bombalanıyor.
Ve bunun adına savaş deniyor.
Oysa savaş, silahlı güçler arasında olur.
Bu savaş öyle mi?
Hayır.
Yaşanan bu vahşetin adına savaş diyemeyiz.
Bu vahşetin hedefindeki Gazze’de elektrik yok, su yok, ilaç yok, gıda malzemeleri yok.
Ne var?
Ölüme mahkum edilmiş 2,5 milyon insan var.
Bir daha yineleyeyim; 21. Yüzyılda ve dünyanın gözü önünde yaşanan bu vahşetin adı savaş değildir.
Konunun ilginç yanı, çeşitli ülkelerde hatta İsrail’de bile Netenyahu’ya karşı gösteriler yapılıyor ancak bu vahşet, ülkesinde zorda olan Netenyahu’nun işine pek yaradı.
Biz, insanlık görevi çerçevesinde ilaç, gıda maddeleri ve sağlıkçılar gönderiyoruz.
Bazı politikacılarımız da çığlık çığlığa Mehmetçiğin savaşa sürülmesini istiyor.
Ancak iktidar, barışçıl söylemlerle tansiyonun düşürülmesi telkinlerinde bulunuyor ve çözüm üretilmesini istiyor.
Bize gelince; İktidarıyla muhalefetiyle 5 ay sonra yapılacak yerel seçimlere kilitlendiğimizden olacak, Ortadoğu’daki İsrail’in vahşetinden ve yayılmacılığından ders almaya zaman bulamıyoruz.
Ortadoğu’daki adına savaş diyemediğimiz vahşetin yayılma eğilimde olduğunu da göremiyoruz…