Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eden bir eylemin haksız tahrik etkisi altında işlenmiş olmasının ne anlama geldiğinden bahsedeceğiz. 

Bu haftaki yazımızda Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eden bir eylemin haksız tahrik etkisi altında işlenmiş olmasının ne anlama geldiğinden ve hangi hallerde haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceğinden bahsedeceğiz.

Türk Ceza Kanunu’nun 29.maddesi: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklindedir. Sanığın haksız tahrik indiriminden faydalanabilmesinin ilk şartı, eylemi gerçekleştirdiği mağdur kimsenin sanığa karşı somut ve haksız bir fiil ikame etmesidir. Burada önemli olan ve ispatı gereken husus, mağdur kimsenin eyleminin sanığı gerçekten tahrik etmiş olmasının somut biçimde ortaya konmasıdır. Burada haksız fiilden kasıt, eylemin hukuka aykırı olması olup, sanığa karşı yöneltilen haksız fiilin ayrıca suç teşkil etmesine de gerek yoktur. 

Yargıtay kararlarına konu olmuş birtakım olaylarda aşağıda sayılan eylemler haksız fiil sayılmış ve sanık haksız tahrik indiriminden faydalanmıştır. Bunlara örnek verilecek olursa;  kasten yaralama eylemi öncesinde mağdurun sanığa taş atmış olması, mağdurun olay öncesinde sanığın eşine yönelik cinsel eylemde bulunmuş olması, kasten yaralama eylemi öncesinde mağdurun sanığa hakaret etmiş olması, elinde kırık bira şişesi olan maktulün hem failin üzerine yürümüş hem de tehdit ve küfür içeren sözler söylemiş olması ve sanığın haksız tahrik altında maktulü bıçakla öldürmüş olması, olaydan yaklaşık bir yıl önce mağdur tarafından sanığın nişanlısına yönelik olarak kısa bir zaman dilimi içerisinde iki kez sarkıntılıkta bulunulmuş olması gibi örnekler verilebilir. 

Örneklerden de anlaşılacağı üzere, sanıkta haksız tahrik oluşturan eylemin bizzat sanığa da yöneltilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Haksız tahrik içeren eylemlerin sanığın akrabalarına, yakınlarına karşı gerçekleştirilmesi durumunda da diğer koşulların oluşması halinde haksız tahrik hükümleri uygulanabilecektir. Ancak suçun mutlaka, sanığa karşı haksız tahrik unsuru taşıyan fiili gerçekleştiren kişiye karşı işlenmesi gerekmektedir. 

Ayrıca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması noktasında, ilk haksız eylemin hangi taraftan geldiği de çok önemlidir. İlk hareket sanık tarafından yapılmış ise, bu durumda sanık lehine haksız tahrik indirimi uygulanamaz. Ancak ilk eylemin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği durumlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanık lehine sonuç cezada indirim yapılması gerekir. 

Haksız tahrik indiriminin uygulanması noktasında da, sanığa karşı gerçekleştirilen haksız eylemin derecesi dikkate alınmaktadır. Sanık eylemi çok ağır bir tahrik nedeniyle işlemiş ise hakkında uygulanacak indirim oranı daha fazla olacaktır.