Hukuk sistemimizde arabuluculuk müessesesi kural olarak ihtiyari (isteğe bağlı) olmakla birlikte, son dönemdeki düzenlemeler ile, birtakım uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurma zorunluluğu getirilmiştir. 

    Zorunlu arabuluculuk uygulaması ilk olarak; işçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıklar, tüketici uyuşmazlıkları ve birtakım ticari uyuşmazlıklarda dava açmadan önce zorunlu hale getirilmiştir. Son olarak, 05.04.2023 tarihinde Resmî Gazete ’de yayınlanan “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” uyarınca, zorunlu arabuluculuk uygulamasının kapsamı genişletilmiş oldu. Buna göre; kira ilişkisinden kat mülkiyetinden ve komşuluk hakkından kaynaklanan davalar ile taşınmazın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine yönelik davalarda, 1 Eylül 2023’ten itibaren dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması şartı aranacak.

    Peki arabulucuya başvurulmadan dava açılabilir mi? Ya da açılmış olması halinde Mahkeme nasıl bir karar verecektir? Yukarıda sayılan uyuşmazlıklar hakkında arabulucuya başvurmadan bir dava açtığınızı varsayalım. Burada mahkemeler dava açılırken kişilerin arabulucuya başvurup başvurmadığını incelemeyecek, bu incelemeyi duruşmada yapacaktır. Davanın zorunlu arabuluculuk şartına tabi olduğunun tespit edilmesi ve bu şartın yerine getirilmediğinin anlaşılması halinde ise, dava usulden reddedilecek ve uyuşmazlık konusu hakkında, dava şartı olan eksikleri tamamlamak koşuluyla yeni bir dava açmanız gerekecektir. Tabi bu arada davanızın niteliğine göre, davanın zaman aşımı / hak düşürücü süreye uğrama ihtimali ve başkaca hak kayıpları yaşanması ihtimali de pek muhtemel olabilecektir. 

    Burada, 1 Eylül 2023 tarihinde uygulanmaya başlanacak olan kira uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk müessesi için ayrı bir parantez açmak isterim. İlgili kanun maddesine bakıldığında, kira ilişkisinden kaynaklı bir dava açılabilmesi için, İcra ve İflas Kanunu’nun ilamsız icra tahliyesine ilişkin olanlar hariç olmak üzere, tüm diğer davalarda öncelikle arabuluculuk başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Yani, kira bedelinin ödenmemesi ve tahliye taahhütnamesine dayalı bir icra takibi başlatılarak tahliye kararı alınması için icra hukuk mahkemelerinde açılacak davalarda arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’na dayalı olarak açılacak olan; ihtiyaç nedeniyle tahliye, tadilat ve tamirat nedeniyle tahliye davaları gibi davalarda arabulucuya başvuru zorunluluğu getirilmiştir. 

    Son olarak arabuluculuk ücretinin hangi tarafça ödeneceğini de belirtmekte fayda var. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklindedir. İlgili maddeye göre, arabuluculuk sürecinde tarafların anlaşması halinde arabuluculuk ücreti taraflarca eşit olarak, anlaşılamaması halinde ise, dava sonucunda haksız çıkacak olan taraftan alınmak üzere Adalet Bakanlığı tarafından ödenmektedir.