Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesine göre miras, miras bırakan kişinin ölümüyle birlikte bir bütün olarak mirasçılara geçer. Mirasın mirasçılara geçmesi için ayrıca bir irade beyanında bulunulmasına gerek bulunmamaktadır. Miras denildiğinde çoğu zaman vefat eden kişinin sadece mal varlıkları akla gelse de, kimi zaman miras kalan terekede borç miktarı mevcut mal varlığından çok daha fazla olabilir. Bu tip durumlarda mirasçıların mirası reddetme hakları bulunmaktadır. Bu hafta bu konu hakkında kısaca bilgilendirmelerde bulunacağız.

    Mirasın reddi davasının açılabilmesi için miras bırakan kişinin vefat etmesi gerekmektedir. Miras bırakan vefat etmeden mirasın reddi davası açılamaz. Eğer ki mirasçı olacak kişi, miras bırakacak olan kişi vefat etmeden mirası reddetmek istiyorsa; mirastan feragat sözleşmesi ya da miras hakkının devri sözleşmesi yapmalıdır. Ancak bu haftaki yazımızın konusu mirasın reddi davasına ilişkin olduğu için bu detaylara bu aşamada yer vermeyeceğiz.

    Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, mirasın reddi için 3 aylık hak düşürücü bir süre söz konusudur. Bu süre, miras bırakan kişinin ölümünden veya mirasçının ölümü öğrenmesinden itibaren başlar. Mirası reddetmek isteyen mirasçının, vefat eden kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne mirası reddettiğini bildirmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu ret beyanının herhangi bir kayıt ve şarta bağlanamayacağını da belirtelim. Aksi takdirde beyan geçersiz olacak ve miras reddedilmemiş sayılacaktır. 

    Miras bırakanın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde; mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı mirası reddedemez. Bu durumda miras, aktif ve pasifiyle birlikte kabul edilmiş sayılır.

    Yukarıda mirasın, miras bırakanın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde reddedilmesi gerektiğini belirtmiştik. Bu sürenin istisnası ise, terekenin borca batık olması durumudur. Terekenin borca batık olduğunun açıkça belli olması ve miras bırakanın ölüm tarihinde borçlarını ödemekten aciz olması gibi hallerde, herhangi bir süreye tabi olmaksızın miras reddedilmiş sayılacaktır. Nitekim Türk Medeni Kanunu m.505/2: “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.“ şeklindedir. Böyle bir durumda mirasçıların yapması gereken, 3 aylık süre geçmiş olsa dahi, terekenin borca batık olduğunu tespit ettirmek için Asliye Hukuk Mahkemelerinde, mirasın hükmen reddi davası açmak olmalıdır. Tabi burada da, tıpkı yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, mirasçıların miras malları hakkında olağan dışı bir işlem yapmaması, terekeyi benimsememesi gerekmektedir. Aksi durumda mahkeme tarafından miras kabul edilmiş sayılacak ve mirasın hükmen reddi davası reddedilecektir. 

    Mirasın reddedilmesi ile birlikte mirasçıların mirasçılık sıfatı miras bırakanın ölümü tarihinden itibaren sona erecek ve miras bırakan kişinin alacaklıları, mirası reddeden mirasçılara karşı icra takibi / alacak davası yoluyla husumet yöneltemeyeceklerdir.