Bu ne biçim başlık değil mi? Bence de… Bir değil bin kere mantık hatası var. Ayrıca dili de sanki karşısındakinin aklıyla dalga geçer gibi. Muğla kavurucu sıcaklarda işte bu mantık hataları ile örülü açıklamalara muhatap oluyor.

Bodrum’dan, Seydikemer’e kadar aralıklı devam eden elektrik kesintileri beraberinde su kesintilerini de getirdi. İlgili kurumlar için masa tenisi başladı. Raketler çekildi. Topu gören karşıya paslıyor. Yatırımlar yetersiz ancak bu itiraf asla gelmiyor. İşin tuhafı bir özür de yok. Herkes çok çalışıyor, hizmet aşkıyla yanıyor. Fakat, hizmet yüz vermiyor!Dertliyiz…

Ben mühendis değilim. Teknikten hiç anlamam. Bu konuların zır cahili olarak arama motoruna “Elektrik kesilirse su da kesilir mi?” yazdım. Neredeyse bütün sözlüklere ve belli başlı forum sitelerine başlık açılmış. En ilgi çeken iletilerden birini paylaşayım: “21. yüzyılda ilk çağı yaşamaktır. Hidroforla çalışan bir su sisteminiz varsa elektrik gidince otomatikman su da gidecektir.”

MUSKİ’ye soralım: Hidroforla çalışan bir su sisteminiz mi var? Bu ilkel bir sistem olarak görülüyor. Bu durumu değerlendirir misiniz?

Köşe Yazarlığının ustası, meslek büyüğüm Özcan Özgür demiş ki, Canan Baykız çok bekler. Haklı, meslek hayatımın yarısına denktir: Cevapsız kaldığım sorular. Ama benim görevim sorup,soruşturmak. Susuyor, konuşmuyorsa onu halkın takdirine bırakır, cebimdeki sorularla yolumda yürümeye devam ederim.

Hidrofor, pompanın otomatik haliymiş dostlar. Halk nazarında bilinen şekliyle söze devam edelim. Biraz araştırdım şehre su pompayla sağlanıyorsa doğrudan kuyulardan basılıyor demekmiş. Ya da kentten daha düşük kottaki bir kaynaktan. Datça’da hangisi mevzu bahis bilmiyorum. Ancak Datça’ya su pompalanıyormuş bu kesinleşti. Jeneratör temini kurtarıcı bir lütuf olarak basına servis edilse de, önceden alınması gereken tedbir, acil durum halinde koşmadan ancak yürüyerek yerine getirildi. Modern şehirlerde şöyle bir sistem varmış.

Modern şehir, dediğim elektriği kesilince suyu da arkasına takmayan şehirler. Farklı anlamları da olabilir o kadar geniş anlamlı kullanmadım. Kent hazneleri,günlük biriktirmeye göre kullanılıyorlar. Yani kentte elektrik yok diyelim 24 saat boyunca su kesintisi olmuyor. Ayrıca bu hazneler şehre giden suların kalitesinin de ölçüldüğü noktalarmış. Hazne yoksa diyor uzmanlar şehre giden suyun kalitesini bilmek de zorlaşır.

MUSKİ’ye soralım: Muğla’nın sularının toplandığı kent hazneleri var mı? Suyun kalitesine nerede bakıyorsunuz?

Oğuzhan Elerman, Tutku Gizem Yazıcı, Nevin Turgut Gültekin tarafından yazılan “Su Yönetiminde Alternatif Su Kaynağı Sarnıçlar: Bodrum Yarımadasından Örnekler”araştırma makalesinin sonuç ve değerlendirme bölümünde özetle diyorki:

“Osmanlı coğrafyasında Batı Anadolu ve Ege Adaları genelinde olduğu gibi Muğla çevresinde dolayısıyla Bodrum yarımadasında, yaz aylarının kurak olmasına bağlı olarak, tarihin her döneminde, benzer karakteristik özellikleriyle çokça sarnıç yapıldığı ancak su şebekesinin bağlanmasıyla sarnıçların önemini kaybederek kullanılmaz ya da harap durumda olduğu bilinmektedir. Türkiye’de kişi başına çekilen günlük ortalama su miktarı 224 litre (TÜİK, 2020), yani kişi başına yıllık tüketilen su miktarının 81,76 m3’tür.

Bodrum’da mevcutta 474 su sarnıcının bulunması (Muğla B.B., 2017) suyun yönetimi ve verimli kullanılması açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Tüm sarnıçların yıllık ortalama yağış miktarına göre depolayabildikleri yağmur suyu miktarı 11.707.800 litre olup 52.267 kişinin bir günlük su ihtiyacını karşılayabilmektedir. Bodrum 2021 merkez nüfusu 187.284 kişi (yaz nüfusu yaklaşık 650.000 kişi) olduğuna göre bu su miktarı gereksinimi karşılamada oldukça yüksek bir orandır.

Görülmektedir ki; bu sarnıçlar basit onarımlarla özgün işlevinde kullanılarak, iklim değişikliğine (2017’de 34, 2020’de 46, 2021’de 88 ve son dört yılda 168 kuyunun tamamen kuruması, Geyik Barajı'ndaki su seviyesinin 2021’de % 71’den 2022’de %31'e, Mumcular Barajı'ndaki %17'den %9'a düşmesi) ve yaz nüfusuyla üç kat artan su ihtiyacına bağlı su kıtlığını aşmada destek sağlayabilir.”

MUSKİ’ye soralım: ”Su sarnıçlarını yeniden keşfetmeye sizce ihtiyaç var mı? Son aylarda tüm uzmanlar kurak bir yaz olacağına vurgu yapmıştı. Örnek olarak sayısını unuttuğum kadar çok haber eminim Medya Takip Raporlarınıza yansımıştır. Kurak yaza tedbirsiz ve yatırımsız mı girdiniz? Yatırım ve kaynak bulma-araştırma bilgi metinlerinizin dağıtımının yaz ortasında tam da debiler azaldı denen süreçte oluyor olmasını nasıl yorumlamalıyız?

Sizce, MUSKİ ‘nin yatırım ve aksiyon planları neden aksıyor? diye halk arasında azıcık söz açacak olsam aldığım yanıtları ağzım açık dinledim. Neden mi? Genel Müdürünüzün eğitim durumu, İl Özel İdaresi zamanından kim varsa herkesin ya emekli edildiği ya sürgüne uğradığı dilden dile dolaşıyor. Yetmiyor, liyakatsiz düzenin faturasının halka kesildiği gibi yükselen isyanlara da gark oluyorum. Üstelik” Arıtma tesisleri yetersiz sayıda, hizmet kalitesi düşük,sondajlar aynı noktalarda aynı şirketler tarafından yapılıyor, faturalar hep aynı adrese kesiliyor, yatırım planı yapacak ehil kadrosu yok” diyenlerin sayısı az değil.

Tüm bunlar bir yana halktan gelen soruları, “Bunlar, ilçe belediyemizin yetki sınırları dışında MUSKİ ve AYDEM’e ait.” deyip, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü sinirlendirmemek için çalışan ilçe belediye başkanları, aralarında anlaşmış gibi, “MUSKİ en azından su sıkıntılarını gün evvelinden düzenli bildiriyor.” cümlesini muhakkak kullanıyorlar. Biz de son zamanlarda sıklaşan bu SMS ve mail yoluyla gelen bilgilendirmeler için ayrıca teşekkür ederiz. Açıkcası elçiye zeval olmaz. Benim derdim de kimseyi kızdırmak değil. Derdim; halkın güncesini tutmak. Sesine ses vermek.

MUSKİ’ye son kez soralım: Bu dedikoduların gerçek payı nedir? Halk, su kesintilerinden önce de atık su bedellerinin yüksekliğinden şikayetçiydi. “Şikayet var” sitesinde bu yıl 407 şikayet var ve sadece 16’sına geri dönüş sağlanmış. Kurumunuza Muğla halkı tarafından bu site üzerinden verilen not 5 üzerinden 1.7. Halkı bu durumda nasıl bilgilendirmek istersiniz?

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Düğerek’teki açılışta şu ifadelere yer vermişti: “Altyapı projelerinin önemini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle eksiklerin giderilmesi için il genelinde 2 Milyarı aşan bir yatırımı başlattık. Fethiye ve Bodrum’da yıllardır yapılmayan kanalizasyon arıtma yatırımlarını hayata geçirerek önemli bir eksiği ortadan kaldırıyoruz. Şu an Bodrum’da devam ettiğimiz çalışmalar çerçevesinde dönemimiz bitmeden artık yarımadada hiçbir altyapı sorunu kalmayacak” söylemler ile alınan aksiyonların bir olduğu bir Muğla hayalimiz var. O hayal bu kadar canlıyken “tatile geldim, üç gündür duş alamadım” diyenlerle yüzleşmek zor be!

İrlandalı Yazar Oscar Wilde demiş ki;“Herşeye karşın herkes sevdiğini öldürür. Kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir kılıçla.”

Ne olur elektrik ile su ile layık olduğu şekilde hizmet edilerek yaşasın Gooca Mooolaa, sonsuza dek yaşasın. Olma mı de bakem?

Haydi Selametle…