Sevgili dostlar, okurlarım, hemşehrilerim... Bugüne kadar hiçbir haberin öznesinde kim var, başıma bir iş gelir mi, şu olur mu bu olur mu diye düşünmedim. Hiçbir güç de bana bunu düşündüremez! Her zaman "Toplum yararına veya zararına bir durum var mı?" diye sordum. Asılsız iddialara, duyumlara, arkasını incelemediğim olaylara en önden atlayıp kimsenin maşası olmadım, olmam da!

Ben değerini ilmek ilmek bildiğim toprağı, ait olduğum bu yüce milleti "menfaat" uğruna hiçbir zaman satmadım, satmam da!

Herkes işini doğru yapsa, herkes hatasını kabul etse veya en azından "böyle bir talihsizlik oldu" deme cesareti gösterebilse herkes emin olsun mi habere konu olan insanlar için çok daha iyi olacak. Ne yazık ki, doğru olduğunu bildiğimiz en basit olaylarda dahi cevap hakkı sunmak adına soru sorduğumda, insanlar ya saçmalıyor, ya "yükseliyor", ya net bir dille inkar veya altındaki insanları, eşini dostunu, maşa olarak kullandığı insanları üzerime salarak kendini aklama yolunu seçiyor. Günün sonunda hakkında dava açılan, açılmış davayı kaybeden ben olmuyorum fakat bu saldırgan tutumu gösteren insanlar da çıkıp "ya biz böyle demiştik ama haklıymışsın, sen halkın hakkını savunuyormuşsun, burada akçeli iş varmış ya da gerçekten bahsedilen kişi hatalıymış" demiyor, diyemiyor. Neden?

Dostlar, ben doğru bildiğim şeyleri savunduğum, savunduklarımı kaleme aldığım için bugüne kadar çok tehdit aldım, çok kez "uyarıldım" ama bir an olsun yazdığım şeyden tereddüt etmedim, kalemimi geri çekmedim!

Hakkımda dedikodular çıkardılar, yakıştırmalar yaptılar, mafya dediler ama ben günün sonunda halkın çıkarını düşünen yanlışa yanlış diyen bir gazeteci olarak yazdığımda haklı çıktım.

Şu da unutulmasın! Ben savunduğum hiçbir şeyi körü körüne de savunmam; asla hata yapmam deyip de yolda yürümem!

Yarın bir gün yazdığım, yaptığım haberde bir hata çıkarsa kimse merak etmesin çıkar "evet bu böyle değilmiş, ben bunu yazdım ama mahkemede aklandı" demesini de bilirim. Hatasını veya yaptığı ayıbı kabul edemeyenler utansın. Benim kalemim de, yolum da temiz. Üstüme ne kadar gelinirse benim yaptığım işin doğruluğuna olan inancım o kadar artıyor! “Evet” diyorum, bu insanların 9 köyünden de kovuluyorum çünkü benim köyüm 10. köy!

Devletin makamında bulunup, makamını kendi çıkarları için kullanan, makamında kalma uğruna siyasi baskılardan çekinip işini doğru yapmayan, makamının gücünü kullanarak bilerek veya bilmeyerek yaptığı veya dahil olduğu yanlışı örtmeye çalışanların da karşısındayım. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da belgelerle konuşacağım.

Devletin makamına olması gereken inancımla, halkıma olan bağlılığımla, milletime olan sevgim ve toprağıma olan aşkımla yolumda dimdik yürümeye devam edeceğim. Bu da böyle biline!

Kendini aslan zanneden çakalların ormandaki iktidarı gerçek aslanla yüzleşene kadardır.